Zamanın zıpkını vuruyor gövdemden, gözlerinin hapsinde ansızın,
Yüksek duvarlarını aşmak için çabalıyorum hasret kalesinin, sevda yüklerini omuzlarıma yıkın,
Utancın bir sarmaşık gibi kaplıyor sevgiye boğarken bedenimi,
Karanlık basarken çocukların terk etmek istemediği oyun parklarından duyulan ürkek ses, yoksa bir davet mi?

Anılar kelepçe takıp götürüyorlar sevgi mahkemesine her gece yarısında,
Yalnızlık jandarma gibi dikiliyor baş ucumda bakışlarının sorgusunda,
Bir gül kokusu yayılıyor hücremin umut penceresinden ummadığım anda,
Hürriyet beklemiyorum, tutsaklık damarımda akan sen, savunma hazırlamadım bu davada.

Şarkılar besteledim suskunluğuna, sanki çığlık kulaklarımda çınlarken,
Yazmayı bırakamadım, aydınlık gecenin hakimiyetine son verirken,
Vazgeçmiyorum kuşların cıvıltısına kulak vermekten her bahar gelişinde,
Kimsenin düşlemediği bir masal ülkesinde, ellerim ellerinde.
cinius.shop/product/anilar-kelepce/