6
Yorum
22
Beğeni
0,0
Puan
400
Okunma
Bu yazdığım şiirsel hikâyenin aslı meşhur bir fıkradır.
1966’da, Diyarbakır Maarif Kolejinde görevliyken duymuştum.
I
Talat taa ötelere, uzaklara baktı
Ankara’da bir iş bulmayı aklına taktı
Belediyede bir hemşerisi vardı
Durumu aktardı ve işi kotardı
Bir umumi tuvalette bekçilik yapacaktı
İyi de, bunu el âleme nasıl anlatacaktı
O yıllarda başkentte su sıkıntısı vardı
Musluklardan tıs tıslı çamurlu su akardı
Umumi tuvaletlerde dev su bidonları
Talat geceden su dolduracaktı onları
Önlerinde sıra sıra teneke, plastik ibrikler
Yerler pırıl pırıl, aferin sana Talat, tebrikler
Talat’ın kuru taltiflere, aferinlere karnı toktu
Su kıtlığında o berbat kokunun bir çaresi de yoktu
Çok ilginçtir, pek görülmezdi şikâyet eden
Memnun ve mutluydu genç ihtiyar gelen giden
Gelen bir ibrik su doldurur girerdi tuvalete
Öyle pek mühim bir külfet te yüklenmezdi devlete
O günlerde meccaneydi bu tür hizmetler
Bidonların önüne bırakılırdı boş ibrikler
II
Böyle yürüyüp gidiyordu işler.
‘Oh, ne güzel! Bir sorun yok!
Ama bir problem var!
Kimse bana bakmıyor,
Hiç kimse de beni takmıyor
İşini gören çekip gidiyor ard arda
Yahu, eşşek başı mıyım, ben burda?
Talat düşündü durdu
Sonunda bir plan kurdu
III
İbrikler paslı tenekeden, ibrikler plastiktendi
Bir gecede tümü boyandı sarıya, yeşile, kırmızıya, maviye …
Talat’ın makamı bahar gibi renklendi
Bidonlar su dolu
Rengârenk, bölük bölük ibrikler
Tuttu sağı solu
Oturdu köşesinde Talat, yaktı cıgarayı
Bir delikanlı geldi kaptı sarıyı
Hemşerim, onu bırak maviyi al
Delikanlı bir an baktı aval aval
Ha? Peki. Bu yeni bir durum...
Afallamak doğal
Yaşlı bir amca bir yeşile uzandı aldı
Talat anında düdüğü çaldı
Amca, bırak o yeşili, kırmızıyı al
Efendim? Niye oğlum?
Uzatma. Sen dediğimi yap
Hemen bir kırmızıyı kap
Amca dediğini yaptı
Bir kırmızı tenekeyi kaptı
IV
Oldu işte!
Sizi gidi başkent ukalaları! Ya, nasılmış!
Demek ki bir otorite kurmak asılmış
Neymiş? Burası benden sorulurmuş
Umumi tuvaletlerde bile bir nizam kurulurmuş
Ulan, tahsilimiz yok diye Talat’ı dangalak mı sandınız?
Hele bir emirlerime uymayın, yandınız
İdris Esen, Eylül 2013, Eminönü