7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1902
Okunma

kıyıya götürüyorlar geceyi
bir gülü savuruyor rüzgar
bulutları biriktirip
kirpiklerime koyuyorum denizleri
nehirler akıyor içimin dehlizine
bitmeyen nefreti gururu görmek için
görünmez bir el değdi içimi döven
sıkışmış yüreğim bir aşk doğuracak değil
kırık kalpli bir soytarıyım belki de tanrıya
bıçakla kestim kan yoktu damarımda
hayallerim nerede
kim gelip öper bu halimle tenimi
büyük bir kaygıyla uyandım-rüya değil
yalnız ayrılık çıplaktı -ayaklarım yılan
hangi el değdi anlamadım
su’dan olsaydı tutamazdım damlardı
kısır yalnızlığım emanet mi duruyordu
görünmez bir el içimi döven
söylenceydi konuşmayı öğrendiğim an
dağları baş eğmez diye bilirdim
nasıl sarsıldığını gördüm yatağından
daha çok kül daha çok vuslat
kapılar argına kadar açık hayalime
duydunuz mu tüm tellalları şeytanın
kendi çığlığım kulaklarımda
biten yokluğuma hangi kan uyar
hüzün sağarken tarih(im)in ilk günlerinde
görünmez bir el içimi döven
rotasını çevirmişti Nuh’un gemisiyle giden
en dingin halimdi yaktım bütün anılarımı
ve inkarına kalkmadım hiç sevmemişliğimle
’aşk’ sonsuz olmuş mudur ah üzerine
kelebeğin ömrü müydü bize verilen
HASAN TAŞÇI
Hasan Taşçı