0
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
421
Okunma
Kristal kalp ve Demir bir zırh içinde
Kimsenin yaklaşamadığı ve çalamadığı
İçinde sonsuz sevgi olan
Dışarıda ise kin, nefret ve öfkeyle kurulmuş tuzaklar
Ulaşılamayan bir kulenin en üstünde
Yok kapı o kulede
Soğuk ve acımasız bir sahip
Yanında ise parçası olan yalnızlık
Yakıştırmıyor kimseye
Ne dostluk, ne sevdalık
İnanmaz ve güvenmez
Suratı asık ve korku nedir bilmez
Korur onu her saniye
Kimseye göstermez.
Takar herkesten daha çekici maskesini
Kurar tuzaklarını sahte gülüşleriyle
Çeker kurbanını Sur’un girişine
Alır kellesini bir kılıç darbesiyle
Rolüdür onun neşesi
samimiyeti, sevgisi
Aslında oyuncudur kendisi
kendisi gibi bilir herkesi
Aptal bir Hergele
Cesaret zırhındaki bir korkak
Korkudan beslene beslene
Oldu kendisi bir hortlak
Korkusu değildi Yalnızlık
Kalbi değildi Kırık
Kandırdı kendini yazık
Ezik bir varlık
Güvendi Kılıcının en keskinine
Çıktı ava en havalı maskesiyle
Aldı karşısındakini hafife
Avlandı bir gülüşe
Kırılıverdi maskesi bir bakışıyla
Deliniverdi Demirden zırh
Çalındı kalbi bir konuşmasıyla
Korktu sahibi bir anda
Savunmasız kalmıştı
Düştü kılıçlar elinden
Çıplak kaldı savaşta
Kaçıverdı hemen
Kaybetmişti zırhını korkak
Kalmıştı ortada çıplak
Ne yapacağını bilemedi
Kaldı hem yönsüz hem kalpsiz
Kaptırdı kendini salak
Çıkmadı kalesinden hiçbir yere
Sandıki geri getirir kalbini eve
Korktu karanlığı aydınlanacak diye
Güneşten saklandı bir vampir gibi
Sanki ışığı yakacak diye
Kaldı sessiz, sakince
Bekledi geri getirsin diye her gece
Getirmedi kalbini
Söylendi her gün kıracak diye
Suçladı onu her saniye
Lakin o vermişti kalbini
Bile isteye
Altemur Artun Çelik