17
Yorum
43
Beğeni
0,0
Puan
479
Okunma

eski zehir zemberek günlerin içinden geçtim
gözleri seğirdi genç kadının
boğazındaki yumruyu parçaladı
solucanları kuruttu güneşte
söktü ektiği patatesleri
yarım çuval etti
yarım çuval da düş ekledi
tümlendi
çeşmenin ilerisine çocukları işettiler
yanında oturdular işettikleri yerin
yemenilerini çeldiler arkaya, yüzlerini açtılar
yüzlerinde makyaj izi gibi koca izleri
neler duymadı evlerin duvarları
ne küfürlerle çarpıldı kapılar
çocuklar büzüldü bir köşeye
yarınlarından ürkerek
sokaklara koştular
kediyi bile boğdu erkeğin sesi
başı televizyon antenlerine değdi
bütün düzen ona idi
caddeler kahvehaneler eğlence yerleri
kadın kımıldatılmadı durduğu yerde
fasulyeler sulanacaktı arka bahçede
gözlerinin altında dünden kalma morluklar
makyaj yaptı genç kadın
hiç yapmadığı kadar
bütün acıları boyadı
silemedi
çeyiz sandığına kilitledi yarınları
şimdilik yetinmeliydi
çiçek açmasıyla fasulyenin
daha büyümemişti bebek anne demedi
okula gitmedi öğretmen olmadı
yetinmek gerekti, bahçedeki leylağın kokusuyla
ve arada yazılan sevgi şiirleriyle
bir gün sabahlar güzel olurdu belki
bu günler ölürdü bir gün
şarkılar söyledi, acıları defederek sokağa
yalnız sesi yanındaydı
bir de yüreğini ısıtan çocukları
besteler yazdı aklına
boğazına düğümlenen umutsuzluklardan
söyledi akan çay suyuna, söğütlere şarkısını
duyan olmadı Tanrı’dan başka
belki kabul olur dualar
kim bilir!..
08. 03. 2013 / Nazik Gülenay
Teşekkürler Şiir günlükleri
Nerde bir davul dum dese güler
İşte yine çalıyor ağır ceza evinin sirenleri der
Ona göre evlilik öyleymiş
Bir de türkü tutturur dertli dertli
İncir kurtlu üzüm çöplü
- Şiir günlükleri-