1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
375
Okunma
Şimdi ruhunu saran kuş cıvıltıları
Ateşlerde bilenen hikayeler yaşanıyor
Hatıralarda kalan anların hışırtıları
Tek tek yakıp geçip gidiyor
Şakıyor bülbül dalda garip
Çayır çimen ıssız gösteriyor kendini
Çekiyor derdi kul boynu garip
Dualara durmuş selviler açıyor ellerini
Serçeler neşeli konduğu daldan habersiz
Böcekler uçuyor çiçeklerin taçlarına
Yılan çıyan uyandı ayaksız elsiz
Tabiatın sihri tohum düşmüş toprağa
Güneşi koynundan çıkaran gece
Bir hasret türküsü gibi düştün
Dolanıp durdu dilimde iki hece
Ezelden ebede varlığın düşüydün
Sonsuzluk bir noktada toplandı
Bulutlar sustu kırlangıçlar uçarken
Özgürlüğü bilmeyen hayatlar kapandı
Suskunluğundan belli bitmeyen intihardı
Kimsesi kalmamış evlerin kapanan kapısı
Anılar üşüşüyor sokaklara pencerelere
Tanığını arıyor çağ yaşanmışlık anısı
Mevsimler kütüphanesi yad ellere
Varlığın çığlığı tabiat haykırıyor
Farkında değil bir bakışa bir damla
Rüzgâr kavak dallarında şarkı söylüyor
Bir devri daim toprak düşen tohumla
Şu karınca ne gezer ne arar
Bilmezmi rızkın kimden olduğunu
Serçeler uçuyor yolu kargalardan sorar
Yer çeker ağaçlar yukarı karmaşık soru
Sararıp kuruyacak çayır çimen
Bir yılın hesabını verecek yaprak
Halden anlaman ne olacak bilmen
Çığlık çığlığa yollar sonu toprak
Ümid harun
5.0
100% (5)