Gitmeyin
Onca çiçek böcek dururken
Ben neden mi sevdayı, ayrılığı anmalıyım? Ne yani, Özlemin bin hali içimde yaşıyorken Şiirlerimde bayramı, noeli mi anlatmalıyım? Haksızlık değil mi hala kanayan yaralarıma? Unutamamış zihnimi nasıl kendimden uzaklaştırayım? Gecenin bir vakti hadsizce yağmalanan, İhanetle boğulan sevdalara nasıl kıyayım? Susarsam kim söyleyecek? Kim duyacak onca ah göğe yükselirken? Ardına bakmadan gidenlere Gidip de dönmeyenlere kim sövecek? Mutlulukmuş, hadi oradan! Aşkın altın kaplama bir hançer olduğunu, Ayrılığı, aşkı hiç anlamamışların uydurduğunu, Gidenler şarap içerken, Kalanların kadehlerine gözyaşı doldurduğunu, ... Kim söyleyecek? Kim haykıracak boğazında düğümlenen sesiyle; Gitmeyin! Sahi siz hiç tattınız mı? Ayrılığın ardında bıraktığı özlemi? Gökten yağan meteorlar gibi Yüreği delik deşik eden yalnız geceleri Yemenin içmenin tat vermediği Tek memleketin özlem olduğunu, Bir an olsun hissettiniz mi? Uğraşmayın susmayacağım! Avucumda binbir parçaya bölünmüş bir kalple, Ömrümden yırttığım, yaşanmamış tüm boş sayfalara, Kalemimden kan damlayana, Siz gidenler anlayana kadar yazacağım! Gitmeyin!... |
Çok anlamlı buldum. Şiir yazmaya başladığımda en mutsuz en üzgün olduğum zamanları kapsamaktaydı. Sanırım kaybettiğinde insan, yarası daha derin oluyor. Nitekim insan acısınıda yazıya dökerek daha çok rahatlıyor.
Paylaşımınız için teşekkürler.
Selam ve saygılarımla.