1
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
427
Okunma
Çocukluğum naftalin kokar benim,
Gardrobun en dip yerinde
Umutsuz beni bekler.
Ne yazliklarda yeri vardır
Ne kışlıklarda;
Mevsimsiz bir yoksulluk çeker
Hatıra ormanıdır yüreğim
Tebessüm ekip gözyaşı biçer...
Çocukluğum,
Bir uçurum kıyısında
Tutunacak dalı olmadan düşen bir çift eldir
Ve beyaz sabun kokar.
Hijyenik nöbetlerde kirlenir ruhum mesela,
Neyle yıkasam çıkmaz gözlerimin rengi
Düşlerim girer koynuma
Edepsiz edepsiz konuşur;
uyutmaz!
Okula gitmek için hazırlanıp
Çok erken kalktığını anlamak
Ve tekrar yatağa dönmek için çok geç olduğunu farketmek gibi,
Çaresiz bir bekleyistir geçmiş.
Çocukluğum kömür kokar benim,
Dumansız hava sahası mi varmış eskiden?
Dumanı tüter her gece
Alev alev yanan gülüşlerimin...
Çocukluğum mandalina kokar
Her aralık geldiğinde
Takvim yaprakları misali düşer düşlerim
Karneyle dağıtılır mutluluk
Ve ben hep sınıfta kalırım
Sırf bu yüzden;
Ev ödevlerim büyür gözümde
Ben küçülürüm!
Çok yağmura yakalanirim şemsiyesiz
Ve çok sabah gördüm
Uyandigim güneşsiz...
Dilimde sözler birikir kifayetsiz
Aklımda sorular
Çırılçıplak, kıyafetsiz;
Üşürüm.
Bir çığlığa dönüşürüm yerli yersiz
En kötüsü de
Çocukluğum kokar hala uykularda
Ve ben ağlarım sebepsiz...
Çocukluğum simit kokar benim
Buram buram çay kokar
Ve nedendir bilinmez
Ne zaman bir çocuk görsem ağlayan
İçimde bir fırtına kopar!
Hatıralar saklanır bir yerlerde
Birden karşıma çıkar;
Ve benim çocukluğum ölesiye korkar...
5.0
100% (8)