11
Yorum
49
Beğeni
5,0
Puan
822
Okunma

Zorunlu ’’Dün’’ dersinde
Nazım gibi sevmelere alışamadım
Vera gibi teslim olamadım
Münevver’in boş vermişliği
Piraye’nin sabrı yok ben de
bazı cümleler ki birbirinden uzak durmalı
bi miktar devrik mesela..!
İplik gibi eğirip dururken yaşamı
dalım kırılsa da bahçemin sahibine sığınıyorum
ufacık şeylerle mutlu olup
bir ömür biriktirdiğim çiçekleri suluyorum
bazen çıkılmaz denilen tepeleri
yalınayak çıkıyorum
dikenler batıyor ayağıma
bazen bir taş
bazen de bir oyuga denk gelsem de
tanıyamıyorum dünyayı acı çekmeden
ne zaman tökezlesem ’’ hadi kalk ’’ diyor
kendime yaslanarak dimdik yürüyorum
bedel isteyen eylemlere el sallıyorum..
Yaşlılardan akıllarını
çocuklardan kalplerini alıyorum
Ve geciken her hadisenin güzelliğine
uzun doğum sancılarından sonra varıyorum
sayısız hevese sayısız nefes harcasam da
kapılar kapanırken araya elimi koysam da
haddini aşan duyguların
zıttına dönüşüne engel olamıyorum
şeytanın düğme ilikleyeceği insanlara
’’Eyv’ALLAH’’ derken başımı eğmiyorum
mührü olmayan bir hüznü anlatsa da gözlerim
içimde yanan ışıkla aydınlanıyor yüzüm
şiir gibi sevdikçe yazılmamış şeyleri biriktirip
saklanmak istiyorum
çocukluğa, anneye, yâre
duâ’ya
ve böyle bir geceye..
Nefes nefese koşmayı çoktan unuttum
ne çok sarılmalar var yutkunduğum
bomboş bir varlık
dopdolu bir yokluk hayat
ama baharlar yine gelecek
yine yenileceğim belki
yenilmeyi de bazen sever insan
sol göğsünün altındaysa dünyan
yorulacaksın hep alışmadığın yerden
gözden uzak olup gönülde mekan sahibiysen..
Ferdaca
5.0
100% (29)