0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
333
Okunma
Yüzümü aynada bıraktım,
Galgota’da çarmıha gerilirken bir peygamber.
Çocukların gülüşlerini çalıyorum şimdi,
Yalansız bakışlarını, hayallerini
Ve nedensiz mutlu oluşlarını…
Kimliğimi kaybettim uzak düşünce senden,
Zamana yenildim.
Belki bir gün,
Belki bir hafta,
Belki de bin yıl…
Üç kıtada üç parçaya ayrıldım.
Kılıç salladım düşlerimde.
Gövdemi bıraktım
Savaş meydanlarında;
Kalbimi, ruhumu, benliğimi…
Unuttum ölülerin nasıl baktığını,
Başakların nasıl boy verdiğini,
Gardenyaların, mor salkımların,
Akşam sefalarının nasıl koktuğunu
Ya da bir kadının…
Ekmeğin, şarabın tadını unuttum.
Hükümsüz yaşıyorum.
Anlatamıyor beni,
Pütürlü duvarlara yazılan korsan sözler.
Anlatamıyor senfoniler,
Soneler, terza-rimalar…
Ben anlatamıyorum seni,
Seni içime nasıl sığdıramadığımı;
Çöller kadar yakın,
İstanbul kadar bana uzak oluşunu.
Hep gizledim duygularımı,
Annemden, babamdan, senden
Hatta kitapçının kedisinden bile…
Bazen gizli bir günah gibi,
Bazen ince bir sızı gibi,
Bazen de derin bir ah gibi
İçimde büyüttüm seni, yaşadım
Harf harf, hece hece, santim santim…
Gece uyumadan önce okuduğum kitaptın,
Nuh’un gemisinde kalan diğer yarım,
Ganj Nehri’ne dökülen külüm, ütopyam,
Sevdaya hasretim, aşka susuzluğum,
Derdim, ıstırabım, adını koyamadığım…
Nerdesin?
5.0
100% (4)