1. Bu şiirde Einfühlung vardır. 2. Ayrıca imge de var: Başlık şiire dahildir. 3. Basit göstermek benim marifetim, basit görmek sizin gafletiniz.
Tek bir yumurta var Boynu bükük
Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Einfühlung'u şöyle anlatmaya çalışayım: Kişileştirmeye benziyor ama kişileştirme (teşhis sanatı) değil. Dışımızdaki şeylerin (eşya, hayvan, bitki, dağ, ağaç...) geçmişte insan olduklarını ve o an hangi duygular içinde olduğunu kısa süreliğine içinde hissedip o duyguya tercüman ol: Olabiliyorsan. Çünkü bunun için ise, o şeyi anlayacak halde olmak lazım. Çevremizdeki nesnelerle bilgi ilişkisinin dışında duygu ilişkisi de kurarız. Nesnelerle özdeşleşiriz: “kabaran” deniz karşısında duyduğumuz korku, dağ başlarındaki “yücelik” duygusu. Objelerde duygusallık bulunmaz. Buna rağmen obje, süjenin varlığı sayesinde duygusal bir değer kazanır. Ağacın sakinliğini gören insan, aynı sakinliği ruhunda yaşıyorsa; ağacın gölgesi içinde bir serinlik hissi yaratıyorsa. ““Bu akşam evlerine dönen insanlar yorgun. Dilsiz, bakıp susuyor yanımdan geçen beygir, Dert yanmak ister gibi ağıla giren koyun, Bu akşam her göğüste bir haykırış gizlidir”: Dörtlükteki “beygir” ve “koyun” da belki yorulmalarının etkisiyle dilsizdir ve sanki insanlara dert yanmak ister gibidir. Tekrar ediyorum: Teşhis sanatıyla karıştırma.Hem teşhiste her türlü insan özelliği vardır, hem o duygunun kendi içimizde yaşanması gerekir hem de kısa süreli bir duygu olmalıdır.
Einfühlung'u şöyle anlatmaya çalışayım: Kişileştirmeye benziyor ama kişileştirme (teşhis sanatı) değil. Dışımızdaki şeylerin (eşya, hayvan, bitki, dağ, ağaç...) geçmişte insan olduklarını ve o an hangi duygular içinde olduğunu kısa süreliğine içinde hissedip o duyguya tercüman ol: Olabiliyorsan. Çünkü bunun için ise, o şeyi anlayacak halde olmak lazım. Çevremizdeki nesnelerle bilgi ilişkisinin dışında duygu ilişkisi de kurarız. Nesnelerle özdeşleşiriz: “kabaran” deniz karşısında duyduğumuz korku, dağ başlarındaki “yücelik” duygusu. Objelerde duygusallık bulunmaz. Buna rağmen obje, süjenin varlığı sayesinde duygusal bir değer kazanır. Ağacın sakinliğini gören insan, aynı sakinliği ruhunda yaşıyorsa; ağacın gölgesi içinde bir serinlik hissi yaratıyorsa. ““Bu akşam evlerine dönen insanlar yorgun. Dilsiz, bakıp susuyor yanımdan geçen beygir, Dert yanmak ister gibi ağıla giren koyun, Bu akşam her göğüste bir haykırış gizlidir”: Dörtlükteki “beygir” ve “koyun” da belki yorulmalarının etkisiyle dilsizdir ve sanki insanlara dert yanmak ister gibidir. Tekrar ediyorum: Teşhis sanatıyla karıştırma.Hem teşhiste her türlü insan özelliği vardır, hem o duygunun kendi içimizde yaşanması gerekir hem de kısa süreli bir duygu olmalıdır.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.