Vurgun yemek isterken
Üzerinde taş sektirdiğim

İliklerine kadar sulamak isterken
Yanından akıp çağladığım

Bulutlarını içime doldurmak isterken
Bir nefesle yetindiğim

Ey denizim ey yeryüzüm ey gökyüzüm

Ey aylarıma kendini sığdırmayan otuz ikinci günüm

Aşınmış kayalıklarına dalgalı şiirlerimin çarptığı kadın

Aksayan her cümlesinden
Koşan bir roman okuduğum

Bir asır sohbetten daha fazlam

Konuşmak şart mı ?


Zor işiten kıracına
Yağmurumun çığlık attığı

Rüyamda dalgalanan denizim
Uyandığımda avucumdaki incim

Gökyüzünü maviye icara veren
İçimde tutsak kalan kuşum

Sıkıca sarıldığım
Yokluğunun kaburga kemiklerini kırdığım

Ey yılıma kendini sığdırmayan on üçüncü ayım

Seni arıyorum

Pusuda ateş açan menekşelerin
Mis gibi hedefinde

Rüzgarın neşeli ıslığında

İpsiz uçurtmanın dans eden kuyruğunda

Kelebek masalının kozasında

Tuttuğum yıldızlarda kayan dileklerimde

O kadar güzel bulamıyorum ki seni

Kavuşmak şart mı ?