10
Yorum
50
Beğeni
0,0
Puan
1338
Okunma


aklımı kurcalayan gün yitimi
karanlığa öyle sarılmış ki..
göz kapaklarımı
benimle tanışsın diye kandırıyorum
sus esaretini okuyor dudağımın çengelli
sözcükleri
hâyâl bu ya
kendi kıyılarına küsmüş limanlardan
kovulmuş martılara
döküyorum içimi...
gel/sen diyorum
bir kandırmalık masala inansak birlikte...
anlatsan mesela
kış yalnızlığına direnmiş bir dut ağacının
filiz veren dallarına nasıl sarıldığını
serçe yüreğinin...
dinlesem seni
mabedinin beyaz duvarlarında parmaklarım dolaşsa
alın çizgilerinde keder yazsa
ben onu hep - kader- okusam
zehr-i bahar çalsa kapımızdaki umudu
kanmaksa asl olan
usulca
yudumlasak...
akıp gitse dermanı kendine yararsız
bu soluk dünyanın mavileri...
bin deniz taşıran yağmur sancılarında yıkansa dünya
yunsak gönlümüzü mut’a ve sevdaya
bir defa
doya doya...
YILDIZ