15
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1280
Okunma
Gün açılmadan daha doğmadan yani
Bir fısıltı kulağımda
—Uyanmalısın
Gözümün aralığından sızan huzme
Aralık ayından kalma bir kapı gibi duruyor önümde
Koyu kahve eşik rengiyle
Gözlerini sevdiğim birini getiriyor dile
İnanmayın kapı eşiği konuşmuyor
Kulağımda bir fısıltı o anlatıyor
Böyle böyle
Diye
Babamı severdim bir gözleri kahve diye
Sonra sonbaharı çıplak
Düşümü uyuyunca
Cümleleri devrik halinde
Öyle garip öyle gereksiz bilirim kendim de
Yani ben olabildiğimce
Sevemedim kendimi kendimce
Uğraştım
Net ve kesik değildi cümlelerim kıssadan hisseye
Hayattan bir dönüm toprak satın alabilseydim eğer
Gün açılmadan ekinlerim dolaşırdı elimde
Ve bahçemde sırasıyla kahveye çalan meşe
Diğerlerini bilmem sırasını belirleyemedim zihnimde
Zihnimse hayatını parselliyor küçük sözcüklerle
—Gün kendini ortalamadan uyan vurulmadan şafak çizgisine
Şafaklar doğmaz aslında bil bunu böyle
Ne çok konuşuyorsun be zihnim
Bence geçmedi henüz gece