0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
567
Okunma
yürüdü
gecenin gelmeyen sabahına
incitmek istemiyordu
yağmurdan parıldayan ıslanmış
Arnavut kaldırımlarını
ve yanında dört ayak sesinin
salladığı iki gölgeyi
Tüm dostları
ilk çisiltilerle
bir bir sessizce terk etmişti
şiir soluyan
Susurluk parkında
o meşenin altındaki masayı
sonra yıldızlar daldı gitti karanlıklara
ve yapraklar ıslak ıslak döküldü omuzlarına
şiire doydukları geceydi
ne güzel dizelerdi onlar
bir yudum şarap, bir yudum şiir
bir Nazım, bir Ahmet Arif, bir Edip
bir Cemal ve de Atilla, Murathan
tek tek katılmışlardı bu sohbete
ve esen rüzgarla coşmuştu Hasan Hüseyin
üç kişi kalmışlardı
gecenin aydınlığa koşusunu bekleyen
terk edemiyorlardı
gecenin son demlerini
genellikle bu gecelerin finali
garajda ayrancı Şükrüydü
yoksa uyku tutmazdı
nar gibi kızarmış
Susurluk tostu
köpük köpük
Susurluk ayranına
İyi geceler demezlerse
ve sonra tekrar yürüyüş
sevdaları uykuya yatmış
kasabanın karanlığına
5.0
100% (2)