17
Yorum
49
Beğeni
5,0
Puan
1594
Okunma

Çaydanlığın şarkı tutturduğu yerde
Gecenin ve sabahın tadı karıştı birbirine.
Üzümlü kurabiye ve bir fincan çay
götürdü beni taa eskilere..
Eğildim çocukluğumun başıyla
penceremden
kahkaha çelenklerini süsleyen
günlerimi buldum yeniden.
Mevsim bahar
ben daha tomurcuktum
Geçiyordum
kullanmadığım günlerin içinden.
Bahçenin bir köşesinde
çizgili pijamaları ile
akşam sefalarını suluyordu babam
yemek hazırlama telaşındaydı annem
kardeşlerim mutfak kapısından girip
salon kapından çıkarak
kovalıyordu birbirini.
Bir curcunadır gidiyordu.
Her zamanki gibi antenlerini açıp
bir filim senaryosundan çıkmış
figüran telaşı ile bu sahneyi kayda alıyordum ki;
bugün çekip yaşanmışlıkları içime
zorluk girdabından kurtulmak istedikçe
sonuçlarda kayboluyordum.
Geçirip gerçeğin soğuk yüzüne tırnaklarımı
büyüdükçe kayıyordum..
Ve elimde kalem
çekildikçe dilimin tetiği
asi bir çocuk gibi oturduğum sandalyemden
büyümüş gibi kalkıyordum.
Sayfalar dolusu
karanfiller yağdırıp dünyayı büyülemek
bir varmış bir yokmuş ile başlayan masalda
uzak bir yıldızın nabzını eritmek istiyordum.
Ah Ahmet Abi senin gençliğin benim gençliğimdi
benim sevincim senin sevincin.
Bir mevsimden daha geri çevrilmeden önce
Kafiye düşürürdü martılar
sol göğsümün üstüne.
Dünyaya sığmayan barışı
barışın içinde bir dünyaya taşırdım özenle..
Korsan bir mitingde sorgulandıkça maskeli bir yüz
Senaryosu yazılı repliklerde yeniden oynamak
Olmadı bir şiire düşüp
geleceğin savaşçısı yenildi deyip
ağlamak isterdim sessizce..!
Ferdaca
5.0
96% (27)
4.0
4% (1)