11
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
519
Okunma
Gecenin karanlığı çökmüştü.
Sana baktım,
Göz bebeklerin daha bir parlak
Yüreğin, sanki daha bir heyecan doluydu.
Çehrenden bir şafağa bakıyorum sanmıştım.
Ben de heyecanlandım.
İçimden bir yusufçuk uçtu,
Yol aldı sana doğru.
Hafifçe,
Gönlünün en güzel yerine kondu.
Bundan olsa gerek bende iz bırakmaların...
Neden?
Sebep?
Sonuç?
Soru sorma!
Anlatsam ifadesi yok...
İlham sanma!
Kaynağı herhangi bir pınarı yok...
Sebep arama!
Çünkü yok; bir neticesi de yok...
O an
Bir düşü tutundum;
O düşte
Yalnız bizi sarıldım.
Tutuyorduk elimizi,
Tutuyorduk elinden
Eşin,
Dostun,
Akrabanın...
Ezmiyorduk
Bir çiçeği,
Taze otu,
Bir karıncayı,
Tanıyorduk toprağı
Gözlerimiz yere okşuyordu yani.
Ne olacak diyorlar
Nifak sokmaya çalışıyorlardı aramızı,
Bozmuyorduk biz niyeti.
Çünkü
Vazgeçtiğimizde,
Yıldığımızda,
Hatırlatan biri olduğunu biliyorduk.
Bir rehber
Yol gösterici...
Toplanıyordu
Yağmur yüklü bulutlarımız.
Yağıyordu,
Düşüyordu
Gönüllerin hanesine...
Beşeriydik;
Bizi yağdıran,
Yağmurlarını
Dindirirdi bir gün;
Bulutlarımız dağılırdı aniden,
Her gönül hanesi
Ferini tek tek örterdi bir vakit...
Olsun,
Korkmuyorduk biz.
Bulutumuzun ardından
Bir güneş doğacak,
Düştüğümüz gönüllerden,
Bir aşk serpilecek,
Serpilenler
Yeşerip,
Büyüyüp,
Çoğalıp bir orman olacaktı.
Selâmetle kalınız, Saygılarımla...
5.0
100% (22)