1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
383
Okunma

gün ışığıyla işe koyulurdu
dedem ,nenem
çıkmamış olsa da dünün yorgunluğu
bulacaklarını sandıkları defineyi
arıyor gibiler
dalgın saatlerin bu sabahında
tozlanmış evlerinde
sessizce hazırlanıyorlar
dağ gibi iş bekler köyde
bağlar bahçeler tarlalar ilgi ister
belli ki sıraya koymuşlar
bahçeye nenem gidecek
bağa dedem
ya ben nereye ?
dedem : gel sen benimle
vurdu semeri eşeğe
heybeyi semerin üzerine
üzerine de oturttu beni
haydi çoo ! ,
dedem omuzunda bir bel yaya
on , on beş dakika oldu geldik bağa
heybeyi gölgeliğe bıraktık
beni de gözcü başına
maşaallah dedem toprağı belliyor
ya su içiyordu verdiği molalarda
ya da tütün diziyor sigara kağıdına
çaktığı gibi çakmağı
sigaranın dumanıydı yorgunluk
izmariti bile kalmazdı içerdi hepsini
gençlik aşısı olmuş gibi aksatmazdı işi
öğle ezanlarına kadar toprağı belledi
namaz sonrası açıldı heybenin gözleri
neler koymuş nenem açlığımızı giderdi
siyah üzümleri ilk o yaz sevdim
o yaz acur tadıyla tanıştım
köy ekmeğinin doyumsuzluğuna
yufkanın zarif katığına şahit oldum
ikindi ezanlarına kadar çalıştı dedem
çalı çırpı yakacak dal topladı
semerin iki yanına denk yaptı
ben yine semerin üstünde
yolu iyi tanıyan merkebe ço demeden
eve gelmiştik ...
mustafa kaya
08.12.2021
5.0
100% (4)