20
Yorum
32
Beğeni
4,9
Puan
418
Okunma
Çocukluğumdan kalma
o zamanlar çocuktum
üç yaylamız vardı, ata armağanı
biri çok yakındı en çok ona çıkardık
biri verimsizdi tercih edilmezdi
biri çok uzaktı ama çok güzeldi
köylü en çok oraya çadır kurmak isterdi
Arazi geniş mi geniş
boşluğun bir ucu Rus’a
bir ucu Ağrıya dayanırdı
içe doğru en yakın Tuzluca
üç şehir sıkışırdı araya artardı da
nereyi istesen varsa öküz sabanın
ayıkla çevir ek senin olsun
uçsuz bucaksız dağ ova arazi
çimen çok kıymetliydi
ama çimen azdı yetmezdi ağalara
kışın onca sürünün yiyeceği ottu
Bestasienge (sineg düzü) yetmiyordu
herkes bir birinden bir bağ ot çalma peşinde
çayır sınırını bir adım içe bir adım dışa
atar dururdu herkes
sonra kavga, sonra mahkeme
öf babam öf, bilirkişi, rapor, gelgitler
hani Kemal Sunal ın ’dava’ filmi var ya
yeminler olsun aynı onun gibi, aynı
diyeceksin ot ya, ot için adam mı ölür
ölür değil öldürülürdü
bizimde var bir parça çimenimiz
sılayı terk edeli ailece yıllar oldu
emmi dayi biçip üç beş kuruş yollar
gel gör ki sahipsiz kuzu kurt ağzında
her köşesinden herkes bir adım içeri
mahkemeliğiz onca yıldır
tapular dede üstünde daha
babalar gitmiş halalar gitmiş
kalmış çocukları torunlar say say bitmez
haydi kiminden vekalet al kiminden feragat
diriyi bulamazsın, ölüyü ispatlayamazsın
gül gül eğlen, aha bu işte
neyleyim çayırı çimeni otu
arkadaş benim sürüm mü var
dönüp köye yerleşecek halim yok
kalanlara kalacak baba ata hakkı
varsın görsünler ihtiyaçlarını ama,
Asliye hukukta hükümsüz kaldık...
Coşkûnî - Ankara- Kasım 2021
5.0
96% (23)
2.0
4% (1)