23
Yorum
41
Beğeni
5,0
Puan
574
Okunma
Az gittim uz gittim.
Dere tepe düz gittim.
Dönüp ardıma baktım ki, ne göreyim
Gide-gide bir köyün birine varmamış mıyım
O köye bir dev dadanmış.
Adı Tamah’mış.
Tamah, yürüdükçe
her evden bir şeyler götürmüş.
Geri kalanlarını da talan etmiş.
Devin yaptığını görenler:
"Bu o, Tamah!
Tamah, bizim olandan aldı!
Tamah etti!
Kaçın, o dev yine köyümüze geldi." demiş.
Çayır çimen geçerek,
Lâle sümbül biçerek;
Soğuk sular içerek,
Ayla ayla bir güz gittim.
O devin olduğu köyden yenice ayrılmıştım ki
Köyün birine ulaştım.
O devden kaçtım derken
Bir dev daha yok muymuş
Bu devin adı da Zaman’mış.
Zaman girince onu gören
Analar, sütten kesilmiş.
Bebeler, analarının kucağından düşmüş.
Düşenler, yürümeye hatta koşmaya başlamış.
Gençlik ateşi, çabucak sönmüş;
İhtiyarlık çökmüş, hastalıklar türemiş.
Devin sebep olduğunu bilenler:
"Bu o, Zaman!
Zaman, bizi perişan edip geçti!
Zaman geçti!
Saklanın, o dev yine köyümüze geldi!" demiş.
Zaman’dan ben de nasibimi almışken
Bir müddet daha gittim.
Bir köyün yolu daha göründü.
Bir, bir dev ki diller tu-tu-tutulmuş.
Adı,... Adı, E-E-Ecel’miş.
Tamah’ı gelse etmemiş.
Zaman’ı geçse beklememiş.
Kıpırdamamış hiç kimse
Korku, göz bebeklerden
Vuslat ise göz yaşlardan görülmüş.
Bir ses duyulmuş:
"Bu o, Ecel!
Ecel sizi aniden mi yakaladı?
Erteleyin haydi, işte o dev köyünüze geldi!" demiş.
Gökten üç elma düşmüş;
Biri tamah edene,
Biri zamanı boşa geçirene,
Diğeri de yaşayan her canlıya nasip olmuş...
Teşekkür ederim
5.0
100% (30)