(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Tebrik ederim Üstadım.. Kalemin dert görmesin inşaallah.. Söz meclisten dışarı olur genelde ama, dışarda kalmaz; uygun bir yer bulur! Bu güzel sözlerin de yerini bulması dileğiyle Saygılarımla
sözümüz meclisten dışarı. söyleyeceklerim bitmedi. her şeyi zaman bıraktık. bizler sussak bile İlahi Adalet illa ki zuhur edecek. kolay mı öyle pabuç bırakmak iblise ve gölgelere. alnımız ak. bizi bilen bilir. bizi en çok Yaratan bilir. biz biliriz bizi. varsın bilmezden gelsinler.
yolumuzda ilerliyoruz illa ki.
adalet yerini buluyor bir şekilde.
hele ki insan doğrularından ve değerlerinden taviz vermedikçe
Sizin " Söz Meclisten Dışarı" şiirinizi 17 Eylül 2017'yılnda kaleme aldığım bir makalemle renklendirmek istedim. Beğenmezseniz silin gitsin. :))
Sözüm Meclisten İçeri
Dile kolay! Yılkı atlarını Anadolu yaylasına salıvereli; koskoca on 5 yıl geçti. Yediği önünde, yemediği arkasında. Çayır çimen, diz boyu! Arpa yulaf evlek evlek! Anadolu’nun dağları, ovaları sanki yılkı atları için yaratılmış. Yüksek tepelerde kar, eteklerinde kır çiçekleri var! Başı boş vahşi atlar mest oluyor bu coğrafyada otlarken! Ne başında yular, ne de ayağında zincir örklü! İlk bıraktığımız günden beri; her mevsim, başı boş geziyor: yüksek yaylalarda, sahipsiz bozkırlarda… Sahipsizlik şımarttı yılkıları. Unuttular, ahırda batmana (hatıla) dökülen bi gözer saman, bir avuç arpayla kıt kanaat geçindikleri günleri. Boyunlarına takılan amudu, başına geçirilen dizgini arkasına bağlanan dört tekerlekli arabaları unutuverdiler. Kendilerini kır çiçekleriyle bezeli yayla ve bozkırların efendisi zannediyorlar. Unuttular, başlarına geçen yuları; ağızlarına takılan gemi! uluttular, urganla bağlandıkları direkleri unuttular. Sahipsiz kalınca, küçük tepeleri kendileri yarattı zannediyorlar. Kır çiçeklerinin kendileri için açtığını düşünüyorlar. Hangi istikamete seğirteceklerini bilmiyorlar. Kuyrukları havada, yel çıkartarak; oradan oraya koşuyorlar. Koşarken çayır çimende, önüne gelenin ayağına basıyor, canını acıtıyorlar. Yeşili çok bulunca, gece gündüz demeden yiyor, enselerini şişirdikçe şişiriyorlar. Her adım attıklarında, kuyruk altından zehirli gaz çıkıyor; pimaştan, öbek öbek, fışkı dökülüyor. Pislik! Gübre diz boyu! Açık havada pis kokudan, yaban hayvanlarının burun direği kırılmış. Göçmen kuşlar vakitsiz göç yoluna girmiş. Aslan, Kaplan kendini inine kapatmış! Sadece çakal, sırtlan iz sürüyor; er geç bir gün gelecek yılkıda ölecek leşi bize kalacak umuduyla habire koşuyor!!!
Ayni gözle bakan bir göz özledim ------------------------------------- Kutlarim ustayi özleyen gözü Bir eder alemi Tevhidin sözü Ancak öyle erir kin nefret buzu Acizhane bende böyle gözledim
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.