Bu gün doğmuşum ya,
İşte bunun hatırına

Ki;

Kaldıysa
Zerrece bir hatırım yüreciğinde,
Kuş diliyle bir mektup yaz bana..

Yolla ne olursun
Yolla bir serçenin,
Kırlanğıcın,
Olmadı bir martının kanadında!

Ya da;
Ağzında bir zeytin dalı
Bembeyaz tüylerinde
İç ısıtan sımsıcak bir düşü barındıran
Bir posta güvercini nin
Sevinç dolu edasının tatlılığında..

En uzun kelamın

Bir virgül bir nokta (,.) da olsa

O kısacık satır aralarında
Turna sürülerinin göçü gibi
Upppuzun
Bitimsiz bir
Umudu aksettirsin..

Ihlamur
Hanımeli
Yasemen ve Melisa kokularını
Damarlarımda
Melatonin ler le raksettirsin..

Ölüm dediğin de ne ki?

Yeni bir yaşamın bilinmezliğine
Gönülsüz bir yolculuk hâli..

Yani;

Geldiyse de o "hoşçakal" deme vakti,

Hissedersem namerdim
Ne korku
Ne de gam..

Usul usul
Ya da
Şimşek çakar gibi bir an,
Yani işte "o" an
Hani,
Dirim
Terkeder ya
Bu yorğun
Bu mutsuz can’ı

İşte!
İşte!
İşte tam da o an,

Varsın,
"BEN"lik den çıkmış bu ben’e
Koskoca bir "HİÇ"lik dolsun!

Yeter ki;

Son arzum,

Retinamda donup kalacak
O son obje,
Senin o

Mey suyu gözlerin olsun..

10:KASIM:2021