Sabahların uykusu rüyalarda tehirli
Gökyüzünde asılı minberimiz var bizim
Gece gündüz durmadan gönüllerde ahirli
Mısralara sığmayan yüreğimiz yar bizim...

Sandık sandık içinde gümüş aynalı tarak
Ruha zarar vereni gözden bir yana bırak
Göze uzak olanı eyleme candan ırak
Mısralara sığmayan yüreğimiz nar bizim...

Sessiz doğan güneşin altında yatan bilir
Tan yerinde görülen eksiksiz nurda bulur
Doğruya meyletmeli karınca hakkın alır
Mısralara sığmayan yüreğimiz zar bizim...

Hak yolunda yürümek zordur dikenli taşlı
İnsan insanda yüce gözleri nemli yaşlı
Sevgisiyle dal olur renk dil din ile aşlı
Mısralara sığmayan yüreğimiz kâr bizim...

Cesaret ile yürü korkma engel tanıma
İki yanlış bir doğru insanları kınama
Eden bulur mutlaka insanı sen sınama
Mısralara sığmayan yüreğimiz bâr bizim...

İki köprü arası kurulan gönül bağı
İnce ele sık doku kimdir kimindir dağı
Vuslata çeyrek kala başlasın asrın çağı
Mısralara sığmayan yüreğimiz kor bizim...

Nazar etmeden iste iki dünya arası
Altın gümüş pırlanta geçmez insan parası
Boşa koyup doldurma fayda etmez darası
Mısralara sığmayan yüreğimiz zer bizim...

İlmek ilmek dokunan kilimlerin deseni
Serilir can yurduna kelamların deseni
Taht kurar gönüllere kalemlerin deseni
Mısralara sığmayan yüreğimiz per bizim...

Hülya Akyıldız