15
Yorum
32
Beğeni
5,0
Puan
675
Okunma
Her mavi düşün bir yanılsama olduğu varsayımı, def etmekse ayağına yapışan yosunları ve gök mavisi dizelerde soluklanıp yeniden yazmaksa dünya tarihini, gecikmelerim adına mazur görün beni: ne sığ olmayı biledim ne de sağ kalıp solumu yaftalayan kimse altından kalkamadım bir uyanış öncesi biledikçe biliyorum aşkın erbabı bir sözcüğün peşine takılıp belki de kendi kuyruğumu takip ediyorum ama bilin ki: çok ama çok sevmiştim sizi.
Düş mağduruyum, kramp girerken göğsüme
Savuşturdum titrek ve asalak gölgeleri
Renklerin tevazu yüklenip çöreklendiği
Bir marina
Demir aldığım sancılı bir var oluş şarkısı
Duymadığınız nasıl da belli
Sözcüklerim yanıltmasın hani sizi
Öncemden yoksun yazarken bu şiiri
Sadece sus payı bir söylem belledim
Ne zamanki uzağındayım aşkın ve dizelerin
Yaşadığımı varsaymışım meğer
Gök taşında cirit atan yaşlarım
Yasların mağduru kılıksız bir yasayım.
Yandığımı mazur görün
Yazmakla aşmaksa yolları ne gam!
Ketum bir varlığın aşkla ve yalnızlıkla imtihanı
Susmanın gerektirdiği bir çömeliş
Başımı okşayan babamdan kalan bir serzeniş
Ne zamanki dem tuttu maziye özlemim
Martavalların gölgesinde geçen hayatlardan da olmadım.
Yanmakla iştigal bir sırıtış
Mazur göremedim hem savrulan nidaları
Ne köktüm ne de ulu bir ağaç
Uluyan sefil köpeğin sallandırıldığı darağacı
Az evvel kurtardım ben can çekişen hangi duyguysa
Fevri olmamın ötesinde felaket tellağı bir kâhinden kaçıp
Yakalandığım sağanağı da inandıramadım kimselere
Sadece sığındım gölgesine matemin
Her kuşluk vakti camıma gelip de
Gagalayan düşlerimi elbet meali idi hıçkırıkların
Kimseler görmeden ağladığımın da tek kanıtı
İşte bu sefil şiir ve buruşan kâğıdı
Parçalayıp atabilirsiniz uçurumdan aşağı.
Her düş aslında yok oluştu
Ölümse kurtuluş
İtaat ettiğim sadece Mevla’m
Ne gerek vardı bunca yalnızlığa
Hele ki bunca sitem ve kıvılcımı üstüme püskürten.
Şifahen mizacım
Sefasını sürdüğüm hatıralarım
Hatta ekmeğini yediğim dünüm ve öğretiler
Göğe çivi çakıp da astığım dualar
Gönlün radarına yakalandığım kadar
Randıman alamadığım hayatın tekrarı.
Baştan yazıyorum o bilindik masalı
Yoksa sanmayın ki bir inkâr ya da itham
Gövdemde delikler ve konuşlanan sayısız kuş
İklimin savurduğu kuru dallarda asılı bir kusur belki de
Hem yetemediğim hem yeşeremediğim günün nezdinde
Solmaya mahkûm bir çiçek ve güneş
Ölmenin de tam sırası
Azat edilmekse bu rüyadan
Firar etmek hayattan son dileğim
Dikili bir ağacım olsa ne olacak ki?
Ben ağacın gölgesinde yaşayamazken.
5.0
100% (22)