2
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
598
Okunma

Mustafa çoban.
Taş kaşık köyü Sakarya
6.12. 1996.
Bazi sabahlarınız vardır alacakaranlık sığ ve ılık
Fantastik bir görüntü
Varsa da
Gözleriniz kapalı dir ..gönülleriniz ars da bulunur.
Aşık ve maşuk yüz yüze göz göze diz dize gelir
Her ne kadar bu cümle mecazi olsa da :Bir bakıma bu veçhe üzeredir.
Dillesmenin birleşmenin en güzel şekli oradadır o andadır o vakit te dir
Şu bir hakikat ki:
Herkul akli ve Ruhi irfani kapasitesi kadar dönen bir dile sahip olur. O meydanda..
Kısacası kulun kelimeleri kendince dir.
Fiziken bedenler ağızlar farklı olsa dahi;
Hakikat alemin de lisanlar bir dir.
Hakikat aleminde Herkes birbirini anlar türkü kürdü araba gürcüsü yoktur.
İşte rabb’i ile buluştuğu anda bütün dillerin bir olduğu ortamda bulunuluyor demek tir.
Gerçek yetim rabbinden perdeli olandır.
Aşka düşün
perdenizi yırtın
Ne yapın yapın
sevgiliden yana bir adım atın
çırpının yürüyemezsiniz rabia olun yuvarlanın debele’nin.
Aşkın çölünde iziniz bulunsun yolunuz bulunsun
çizginiz bulun sun
Ve vuslat size mübarek olsun.
Olamadım sana mut’i.
Bağışla merhamet eyle
Cana dokun du mihneti
Bağışla merhamet eyle
Kaybettim aklı selim i
Ayşe ulaştı eniynim
Düştüm nefsime yenildim Bağışla merhamet eyle
Bilemem ne olacak halim.
Canevimde azabı elim
Soldu can bagimda gulum
Bağışla merhamet eyle
Bu yaralı kenmter kulun.
Kırdı nefsi elin kolun.
Çaresi rahmetin senin
Bağışla merhamet eyle
Kıyma bu can zayi olmasın
Murat’ı yarım kalmasın.
Kimse ben gibi olmasın
Bağışla merhamet eyle.
Lütfundan mahrum kalmasın Bağışla merhamet eyle
Mustafa kulun günahkar.
Olup haline tövbekar
Aldt aklını günahlar
Bağışla merhamet eyle
Sana gelir her günahkar
Bağışla merhamet eyle
5.0
100% (3)