Belki ay yıldızları saçıp romantik yapacak
Ama güneş batmamak için ayak diriyor

Gurbette çalışan yorgun soğuk
Sılasına kutuplara geri dönüyor

Üşüyen huzurun mutluluğun yüzü yaz yanığı oluyor

Gri gökyüzünün bohçası kendiliğinden çözülüyor
Etrafa çarşaf çarşaf mavilikler düzülüyor

Her an kıyıya kafasını çarparak
İntihara teşebbüs eden deniz durgunlaşıyor

Göç eden yeşil renkler
Dönmek için kuşların peşine takılıyor

Üvey evlat olan memleketime
Cennet mirastan pay veriyor

Toprak altında kalmış antik eser sular
Defineci kuraklığın üstüne fışkırıyor

Bahçelerin elinde çiçekler
Önüne diz çökmek için bekliyor

Bir duvarın dibindeki hüznüme
Davul zurnalı sevinç alayı hücum ediyor

Yetim çocukluğumun yüzüne
Birden çok gülüş musallat oluyor

Savaşlar nadasa kalıyor
Barış harman oluyor

Şaşırdınız demi
Sandınız ki dünya tersine döndü
Yok yok
Farz edelim ki duam kabul oldu
Farz edelim ki ela gözlü uğur böceğim
Bu gün gelip parmağıma kondu