1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1685
Okunma
Adı Burçin idi
Soyadı Kaplan
Lise yıllarımın en güzel kızıydı
Sarı saçları, mavi gözleri eritirdi beni; içten içe..
Okula erken gitmemin nedeni de oydu
O zamanlar yaşama sebebim de
Ankara’nın soğuk ve simit kokan caddelerinden
İzmir’in rengarenk dünyasına yeni adım atmıştım
Her sene okul değiştirmekten
Ne sosyal bir hayatım vardı, ne de kankam
Daha kaynaşamamışken oturduğum sıraya
Başka bir okul, başka bir sıra, çıkıyordu karşıma
O zamanlar fantezim vardı
Değiştirdiğim okulların resmini çeker
Oturduğum sıraların demirbaşı numarasını kayıt ederdim
DMO 12376 numaralı sırada ben
DMO 12374 numaralı sırada o otururdu
Sabahları o kadar güzel olurdu ki
Bakmamak elde değildi
Her ne kadar kıskansam da onu
Bakana da kızamazdım
Ben ona aşıktım
Ama hiç söyleyemedim
Söylememeliydim de
Dünyalar güzeli bir kızın
Kirpi saçlı birine bakması beklenemezdi
Hem baksa bile
Ben kalıcı değildim ki
Nasılsa altı ay sonra başka bir sırada oturuyor
Başka bir kızın yörüngesine giriyor olacaktım
Sekiz ay sürer sanmıştım sevgim
Nereden bile bilirdim ömür boyu süreceğini
Rakı masasında adını çığıracağımı
Geceleri onlu rüyalara dalacağımı..
Aradan altı sene geçti
Bilemezdim bir gün pat diye karşıma çıkacağını
İstiklal de elimde sigara yürüyorum
İnsanların sıfatlarına bile bakmak gelmiyor o gün içimden
Hala o kadar güzel ki
Bende değişen çok şey olsa da
O hep aynı
Sarı saçları yine aynı dalgalı
Rüzgarlar değişse de seneler içinde
Yine aynı yöne düşüyor saçları
Mavi gözleri aynı yine
Baktıkça görebiliyorum okyanus seslerini
Biraz kilo almış
Ama yakışmış ona
Sevgilisiydi galiba yanındaki
Elleri kelepçelenmiş
Alaycı bir gülümseme yüzlerinde
Gitmeli miyim? Dedim
Gitmeli ve ona merhaba demeli miyim?
Hatırlardı belki
Ya da unuttuğunu belli ederdi beni çatlatırcasına
Tanıyan o oldu
Eller ayrıldı
Alayca gülümsemenin yerini
Yılların biriktirdiği
Sinirli ve üzgün bakışlar aldı
Ne diye gittin dercesine
Gördüğüne sevinmemişti ,belliydi
Adım mıh gibi aklındaydı
Kadirim Serhatım derdi
Ve yine aynı söyledi
Aynı ton, aynı özlemle
Bir yerlerde bir şeyler içtik
Amacımız yaralarımızı, hala sevdiğimizi göstermekti
Ve öyle de oldu, gerisi hikayeydi
Neler yapıyorsun dedi
Onu bırakıp gitmeme öfkeli
Değişen bir şey yok dedim
Sadece, göçebelikten yerleşik hayata geçtim
Onun neler yaptığını bilmek istemedim
Korktum, yada kıskandım, kıskanacaktım belki de
O yüzden sormadım da..
Ayrılık vakti yaklaştığında
Ben seni unutmadım biliyor musun? Dedi
Seni unutmak için her şeyi denedim
Ama olmadı
Bir tarafımı sende bıraktım galiba
Ve o parçam sızlamayı kesmedi
Bir gün bende bıraktığın parçayı tamamlarsın diye bekledim
Ve o ümitle yaşadım
Ama bugün karşıma çıkmamalıymışsın
Tutunduğum ümidim boşaymış
Belli ki senin için ben bitmişim
Ama benim için sen bitmedin
Yaşlı gözlerle baktığım penceremde
Sen hiç olmayacaksın
Artık eminim!
Bende ki parçan hiç tamamlanmayacak
Ve şimdi gitmeni istiyorum
Bende ki parçanı al ve git
Öylece gittim..
Gitmeli miydim?
Gitmeli ve unutmalı mıydım?
Yoksa dönüp, bende seni seviyorum
Ve sensiz geçecek günleri istemiyorum artık
Demeli miydim?
Gittim.. Ve her şeyi bitirdiğimi zannettim
Belki en kısa yoldu
Belki en doğrusu..
Şimdi neler yapıyor bilmiyorum
Belki bir pencerede yine gözü yaşlıdır
Belki sevgilisinin koynunda, zevk çığlıkları patlatıyordur
Belki bir yerler de hala unutmak için direniyordur..
Adı Burçin idi
Soyadı Kaplan
Lise yıllarımın en güzel kızıydı
Sarı saçları, mavi gözleri
Eritirdi beni içten içe..
(bazen unutmak en iyi yoldur ya da unuttuğunu zannetmek)