14
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2048
Okunma

içe zemheri dolduğunda
buz kesilir ayazında
salkım saçak donar dalda çiçek
soğukta yakar fena halde
bilirim
dağlanmış gibi olur yürek kızgın demirle
keser teni rüzgar
kanar sızarak inceden ince
çizgileri belirir her yanımızda yılların
damarlar dolanır süratle gövdemizde
benzerliğinde soğuk yılanın
yaş aldıkça gençliğimizden
durulur asi kanımız
sonra her birimiz bakmışız
yaşayan mumya olmuşuz
özgürüzdür esarete mahkumiyetin uhdesinde
aslında
isyanlarda yanmalardayız
kim demiş her derdin çaresi olduğunu
çeken bilir kederini
hele birde merhemi yoksa
kalmamışsa çaresi
boş dönmüşse uzanan elleri dost kapısından
katmerlenir iç acısı
kapkara bulutlar geçer de içinden
boşalamaz bir sağnak olup
taşarken öfke sellerce yüreğinden
sağırlaşır ateşe sürdüğü cezve
kahvesi köpüksüzdür
alamayınca tadını kırk yılın
geçer ferah içmelerden
kırılmışsa gönlü bir kez
değmeyecek olana boyun eğmez
hiçbir şey söylemeden demeden tek kelime
veda bile etmez
alır başını geçer her şeyden
çeker gider ardına bile bakmaz ...
kiraz çiçeği
Gönül Ersin