0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
375
Okunma
serum
kan ve ölümlerle ayakta duruyor insan değirmeni
işte bu yangına su taşıyan bir karınca
çizmelerin gölgesinde soluklanıyor güneşi
ağır ağır gün batımına çevrilen bakışlar
soluk alma güçlüğü çeker gibi ağlıyor insanlığa
şair şehri teslim alan salgın gibi buluyor kuytuda esenliği
suçlu tanrıysa kendini gizleme sanatında yalvaçlık için
gül dalında çiğlere dokunur gibi yalnızlığı arayan saat
çeşmelere fısıldanmış sırlarla avunan insan kalbini
vahşi atlarla rüzgarın taşıdığı muştuyu mavera gibi saklayan kurşuna.
sabırsızlıkla kıtalara adım atan tacirlerin götürdüğü sabahlar
okyanusta tanışmış içkiyle dalgaların ritminde bir karanlık anımsatmış yarasaları
zahir kusmuş acısında lanetlerin tünellerden geçmiş gece vakti
kuşları yolculuğa çıkaran göç mevsimini tekrarlamak gibi aynı yazgı
evrene yabancı bir yıldızda konaklamış tanrısallık kuşkuyu kemiren çelişkili beklentilerde
nedim demirbaş