1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
654
Okunma
Hikayesi:
Kelam dersinde işlene konulardan birisi de İman-Amel ilişkisidir. Ameller imanın bir parçası mı? Amel işlemeyen ya da işlenmemesi gereken bir ameli işleyen kişinin imanı zedelenir mi? Yani mümin vasfı devam eder mi? Bazı düşünce ekolleri imanı amelin bir parçası sayarken bazıları imanı ve ameli ayrı ayrı değerlendirmiştir. Tarihi süreç içerisinde birçok kahramanı birçok başarıyı görmekteyiz. Nice az toplulukların çok topluluklara galip geldiğine şahit olmaktayız. Burada etkili olan nedir? sorusu zihne doğmaktadır. Bu durumda "kâmil bir imanın varlığı" etkili olmaktadır diye düşünürken bu şiir vücût bulmuş oldu.
Îmân
tasdikun mine’l-can,
takrîrun bi’l-lisan
…ve amelün bi’l-erkân
Îman,
yürekte aşk,
hayatta imkân
… ve surların önünde
kalbi fetih aşkıyla çarpan
iman yürekli bir insan
yaşı doksan
ismi Eyüp Sultan
Îmân
aşkta azim
gönülde heyecan
…ve bembeyaz bir küheylan
üstünde Kartal Bakışlı Fatih Sultan Mehmet Han
"Ya ben İstanbul’u alırım. Ya İstanbul beni" diye haykıran.
Îmân
azimde kararlılık
ruhta galeyan
…ve dilinde "Lailahe illellah" ile teslimi can
kırktan fazla oka hedef olan bir kahraman
surların üstünde elinde sancakla Ulubatlı Hasan.
Îmân
karar da sebat
fırtınada liman
…ve vücudu amansız bir hastalığa meydan
Eyyûb sabrı diye dillere destan
Rabbine nidâsı âyet-i Kur’an;
“... şüphesiz bu dert beni sarıverdi fakat sensin en Rahîm sensin Rahmân”
bir recep
5.0
100% (3)