Gün geldi ağladığım günlere ağladım. hz. ebubekir
Ferda,ca
Ferda,ca
VİP ÜYE

Miraç Hadisesi

Yorum

Miraç Hadisesi

( 30 kişi )

31

Yorum

48

Beğeni

5,0

Puan

2176

Okunma

Miraç Hadisesi

Miraç Hadisesi

Sabah tasavvuf ile ilgili yazıları okurken çok ilgimi çekti ve sizlerle paylaşmak istedim. Ve şiirime kaynakça oldu bir Nevi.

Benim için en çok etkilendiğim ’’Mollâ-yı Rûm görmedi bundan Yaman Dede.’’dizesiydi.

Aşkıyla cihânı tutuşturmuş, naatı dillerden dillere dolaşmış ama kendisi bu naatı yazan olduğu halde kelimelerin içine gizlenmiş bir insanlık numûnesi...
1877 yılında Kayseri’nin Talas ilçesinde dünyaya gelen Dyamandi daha çocukluk döneminde İslâm’a ait güzelliklere ilgi duyar. Bir gayrimüslim olmasına rağmen hocalarından rica eder, din derslerinde sınıftan çıkmayıp İslâmî güzellikleri gönül kulağıyla dinler ve kendi tabiriyle daha bu dönemlerinde “yanmaya” başlar. Bakalım nasıl anlatıyor o günleri Yanan Dede:
“Farsça Hocamız, Şeyh Sadi’nin Gülistan’ını okuturdu. Arada sırada başka manzumeler de yazdırırdı. Bir gün siyah tahtaya yazdığı birkaç beyit kalbimi tutuşturmaya yetti. O beyitleri bugün gibi hatırlıyorum. Mesnevi’nin ilk beyitleri idi:
Bişnev in çün şikâyet mî küned / Ez cüdâyîhâ hikayet mî küned
Kez neyistân ta mera bübrideend / Ez nefirem merd ü zen nalideend
‘Dinle neyden ki hikâye etmede / Ayrılıklardan şikayet etmede’
Tahtaya yazılan şiir bana pek tatlı geldi. Okunan beyitler beni derinden sarstı. Son beyit ise içimi yaktı. O an içimde yanmaya başlayan aşk ateşini kelimelere dökmekte aciz kalıyorum.”
İsminin Rumca manası da “elmas” olan Dyamandi, sanki bu manaya uygun hâle gelmenin yollarını arıyordu. Okumak için geldiği İstanbul’un manevî havası, tanıştığı muhterem şahsiyetler onun gönlündeki Muhammedî ateşin daha da artmasına vesile olur. İstanbul Hukuk Fakültesi’nden mezun olduktan sonra uzun süre avukatlık yapan Dyamandi, 1931’de edebiyat ve Farsça öğretmenliği yapmaya başlar (1961’e kadar 10’dan fazla okulda öğretmenlik yapar). Her şey iyidir, güzeldir de ama içindeki yangını imkân ve ortam bulup da çevresine açamaz.
Gönlü çoktan Müslüman olmuş; fakat âlem bilmemekte, en yakınlarına bile inancını söyleyememekte, sırrını açıklayamamaktadır. Kızacaklarsa kızsınlar, ayıplayacaklarsa ayıplasınlar, küseceklerse küssünler, kim ne derse desin, sırrını açma düşüncesindedir. Namazını en kuytu semtlerin küçük mescitlerinde kılmakta, Ramazan’da gizli oruçlar tutmaktadır.
“Tam kırk yıl bazen sahursuz bazen iftarsız oruçlar tuttum, ama ailem bunu hiç bilmedi!” der hatıratında. Avukatlıktan çok zamanını lise derslerine, gençliğin manevi aşkı tanımasına ayırmaktadır.15 Şubat 1942’de ismini değiştirir ve Mehmed Abdülkadir KEÇEOĞLU adını alarak nüfus idaresine ismini ve yeni dini İslâm’ı tescil ettirir. Bu sırada 55 yaşındadır. Kırk yıldır sakladığı yeni kimliğini kuşanmış, ama o saatten sonra da aile içi sancı başlamıştır. Üsküdar’daki evinde bir kış gecesi durumu kızı ve eşine açar. Karısı ve kızı o an feryadı basarlar. Haber patrikhaneye kadar ulaşır. Dönemin Hıristiyan din adamları, ya Hıristiyanlığa dönmesi ya da karısından boşanması konusunda baskı yaparlar. Karısı bu ikilem karşısında kararlı bir tutum sergileyemez. Yaman Dede, zor ama cesur bir karar alır. Evden ayrılacak, yalnız yaşayacaktır.
Yerde dizlere kadar kar, havanın keskin ayaz olduğu bir Şubat gecesi ailesini toplar ve:
“Aşkımın bedeli bu yaşananlar. Sizler sakın üzülmeyiniz. Aşk, ıstırapsız olmaz. Size acı vermeye hakkım yok. Bu ev ve içindekiler size kalsın. Elveda!”
Ceketini alıp çıkmıştır artık. Üsküdar, Selamsız Yokuşu’ndan iskeleye iner. Sabah ezanına kadar o soğukta sokakları ve sahili arşınlar. Sabah karşıda, Karaköy’deki avukatlık bürosuna geçer. Birkaç gece burada yatıp kalkar. Dostlarının, öğrencilerinin evlerine misafir olur bazı geceler. Dostlarının teşvik ve tanıştırması ile ilkokul öğretmenliğinden emekli Hatice Hanım’la hayatını birleştiren Yaman Dede, eski karısı ve kızını zaman zaman telefonla arayarak hediye ve ikramlarda bulunmayı ömür boyu ihmal etmemiştir.
Fakat onun derinden duyduğu, ruhunu eriten Allah sevgisi, bütün sıkıntıları ve kederleri unutturur. Müslümanlığı “Bütün kâinatı kuşatan bir aşk” olarak gören bu ince insan; lâtif, nâmütenahi aşkın denizinin dalgalarında kaybeder kendini. Afurani’nin oğlu Dyamandi, Yaman Dede oluşunu şöyle anlatır:
“Hidâyet nurunun alevden damlalar halinde gönlüme akması, şahlar güzelinin (Mevlana) tatlı ve mübarek ismini işittiğim andan itibaren başladı. Ondan sonraki merhaleler baş döndürücü bir hızla birbirini takip etti. Merhum ve mağfur Ahmet Remzi Dede’den Mesnevi okudum. Ufkum son derece genişledi. İmanım da o nispette kuvvetlendi. Koca Mevlana’nın büyüklüğü karşısında ürpermeye başladım. Koca Sultan, Mesnevi’de mikrobu ve serumu haber veriyor; hayata gözlerini kapayacağı yılı da (ebced hesabıyla) bildiriyordu. Mesnevi’nin görebildiğim derinlikleri karşısında gözüm kararıyor, korkuya benzer hisler bütün benliğimi kaplıyordu. Bütün derinliğini görmemin imkânı yoktu. Mesnevi’yi bitirdim, daha doğrusu Mesnevi beni bitirdi. Her zerremde aşkın alevleri çıkmaya başlamıştı. Hidayete doğru deyişim şunun için pek yerindedir. Hidayetin dereceleri vardır. Kelime-i Şehadet’in gönülden söylenmesiyle iman ve İslâm tahakkuk eder. Fakat bununla hidayetin son mertebesine, iman kuvvetinin pek yüksek derecelerine erişmiş olur muyuz? Elbette olamayız. Bunun içindir ki, ‘Nasıl Müslüman oldum?’ sorusunu şöylece tamamlamak lâzım: Nasıl Müslüman oldum ve olmaktayım?”
Peygamber aşkı bu ince ruhu yaktıkça yakar, erittikçe eritir. Bunu Ahmet Kahraman şöyle anlatıyor:
“Yaman Dede 1959–1960 döneminde Farsça dersimize geliyordu. Bir gün dersler bitti, okuldan çıktık. Taksim’e doğru gidiyorum. Alman Sefareti (elçiliği) civarında bir mescit var. İşte oradan yukarı doğru tek başıma gidiyorum. Bir baktım Yaman Dede, mescidin duvarına yaslanmış, son nefesini verir gibi bir hali var. Halsiz, mecalsiz, başı hafifçe sağ öne düşmüş, boynu bükülmüş, öyle duruyor. Hemen koşarak yanına gittim ve: ‘Hocam! Hayırdır, geçmiş olsun neyiniz var, hasta mısınız?’ dedim.
Baktım Hoca ağlıyor. ‘Hocam niçin ağlıyorsunuz, başınıza bir şey mi geldi?’ dedim.
Şöyle çok ince, çok tiz, çok gevrek, ipil ipil dökülen bir sesle:
‘Hayır yavrum hayır!’ dedi.
‘Rasûlullâh (s.a.s) aklıma geldiği zaman, kendimi kaybediyorum, ayakta duracak mecalim kalmıyor, ya bir yere dayanmam gerekiyor veya oturmam icap ediyor.’
Mevleviler arasında Konya; Âşıklar Kâbe’sidir. Yaman Dede de kırklı yıllarda sık sık Konya’ya sefer eder. Şeb-i Arus törenlerinin özel davetlilerindendir artık. Biri İstanbul’a gelse ve “Ben Konya’dan geliyorum” dese Yaman Dede “Demek Sultanımızın şehrindesiniz” der; alır, yedirir, içirir ikram eder!
Rasûlullâh (s.a.s) aşkıyla böyle yanmayan, yana yana erimeyen bir gönlün; “Cemalinle ferahnâk et ki yandım yâ Rasûlallâh”; “Dahilek Yâ Rasûlallâh” gibi samimi şiirleri yazması ve hayatını bu şiirlerin inceliğiyle yaşaması elbette mümkün değildir.
Yakın dostu Yahya Kemal, onu şu mısra ile övecektir:
Yüz sürdü gerçi pâyine çok Müslüman Dede
Mollâ-yı Rûm görmedi bundan Yaman Dede.
“Gerçi Peygamberin ayağının izine çok Müslüman dede yüz sürdü
Ama Anadolu mollaları, bundan daha yaman bir dede görmedi.”
Yaman Dede, 3 Mayıs 1962 Perşembe günü Hakk’a kavuşur. Karacahmet mezarlığının Küçük Selimiye Camii karşısındaki kapısından girişte yatar Yaman Dede. İstanbul’da yaşama bahtiyarlığına erenler, ya da yolu bir gün düşeceklere sesleniyorum:
Bu Hakk aşığını mutlaka ziyaret ediniz. Küçük Selimiye Camii kapısını arkanıza alıp Karacaahmet’e girdiğinizde 15 adım yürüyünüz. Durduğunuz zaman solunuzda asırlık bir servinin altında karısı Hatice Hanımla yan yana yatan Yaman Dede’yi göreceksiniz. Siyah, yosun kaplı mezar taşı üzerinde şunları okuyacaksınız:
Huve’l-Bâkî
Mevlana Âşıkı Yaman Dede
Hakk’a kavuşmak için irci‘î emrine etti itaat. (1304-3.5.1962)
Bütün Hakk âşıklarına binlerce Fâtiha...
0 Yorum



Minberi bırakıp darağacına çıkan
nice Mansurlar
Nasır tutan kalplerini
ezan yağmuruyla ıslattılar.
Adım attıkça yokluğa
ayaklarına batan dikenleri
yüreklerinden çıkardılar.
Seyrettiler gül bahçesinden
Bulutlarda gizlenen güneşi.
Kulun Tanrı’ya varış yolunda
’’Dört Kapılı Kırk Makam’dan’’ geçildi.
Her makam on kapıdan ibaretti.
Aşığın yüzünden okunurken Miraç’ın hadisesi.
Serildi Sevgilinin ayakları altına
atlasın en mavisi.

*

Karanlık gecemizin parlayan Dolunay’ı
Elinde asasıyız Musa’nın
Çamurdan kuşuyuz
hoş nefesli İsa’nın.
Emrine amade gemide
tufanıyız Nuh zamanının.
Bütün dünya ateşle doluyken
Gül bahçesi Olamaz Halil’siz. (a.s)
Gönül Kabe’mizin nurunda
Muhammet Mustafa’sıyız(a.s.a) kavlimizin.
Gözleri hakikate bağlı olanlara
Yusuf’un güzelliğinde.
Sonsuzluğun seyrinde.
Yakup’un (a.s) seninle açılan gözlerinde
beklerken ellerimiz açık
yeniden canlanmak için..!


Ferdaca

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (30)

5.0

100% (30)

Miraç hadisesi Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Miraç hadisesi şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Miraç Hadisesi şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
ismail karaosmanoğlu
ismail karaosmanoğlu, @ismailkaraosmanoglu
28.6.2021 20:52:03
harika bir şiir kutluyorum seni
Mehmet Coşkun
Mehmet Coşkun, @mehmetcoskun
28.6.2021 15:58:02
Ne çok emek harcamışsın
Yüreğine sağlık
MİRAÇ MORÇÖL
MİRAÇ MORÇÖL, @miracmorcol
28.6.2021 03:17:18
5 puan verdi
Yüreğinize sağlık . Miraç olarak okumadan geçemezdim.. İlk takibim sizsiniz?
Allah'a emanet olunuz..
Osman Akçay
Osman Akçay, @osmanakcay
28.6.2021 01:15:22
5 puan verdi

Kaleminize gönlünüze sağlık.
Tebrik ediyorum.
Nâfiz BASAN
Nâfiz BASAN, @nfizbasan
28.6.2021 00:22:27

Fevkalâde ve etkileyici.
Kezâ özgün ve özgür bir şiir.
Tebrikler ve saygılar Şâirem.

Hâk yaratmaz insi, başıboş dolaşsın diye,
Hakîkate kul olmak var, "Allâh" diye diye.

deyiverdim gitti.

Selâm ve Duâ ile...

yön
yön, @yon
27.6.2021 22:46:22
5 puan verdi
Kalemin daim ilhamın bol olsun
Yüreğine emeğine sağlık saygılar sevgiler selamlar yolluyorum
matrix1971
matrix1971, @matrix1971
27.6.2021 22:29:42
5 puan verdi
Ruhu yedi kat göklerin irfan okuluna dayanan bir gönülden ancak bu kadar güzel bir ırmak akabilirdi
Tebrikler
Bilge insanın her sözü kalbe işlenmiş nakış gibidir
Şiir kalp gözüyle bakana yolculuğunun ışığı
Akılla düşünebilene menzilinin aynası gibiydi
Yürekten kutluyorum
ishakaras
ishakaras, @ishakaras
27.6.2021 21:54:33
5 puan verdi
Gönül ruhumuz şenlendi güzel şiirle, kalın huzurla selâmlar
AZAP
AZAP, @azap
27.6.2021 21:54:24
5 puan verdi
yüksek mertebede duygu yükü ile ihlas ve anlam dolu çok harika bir şiirdi dost bravo kutlar esenlikler dilerim...
ŞÜKRÜ ATAY
ŞÜKRÜ ATAY, @sukruatay
27.6.2021 20:59:33
5 puan verdi
Hikâyesini önceden okumuştum ama tekrar okumak hatırlamak açısından iyi geldi.
Şiire gelince tek kelimeyle harikulâde duygularla yazılmış bir yürek sesiydi bu tür manevî duygularla şiir yazabilmenizden dolayı ayrıca kutluyorum takdire şayan bir ayrıcalık olarak görüyorum.
Herkes kendisini her konuda geliştirmekle sorumlu siz de en mükemmel şekliyle yapıyorsunuz Kur'an'ı Kerim ve meal okumanız da bunun en belirgin örneği.
Harika şiiriniz için tekrar kutluyorum, tebrikler efendim.
Her şey gönlünüzce olsun inşallah.
En derin selam ve saygılarımla.
ümit zeki soyuduru
ümit zeki soyuduru, @umitzekisoyuduru
27.6.2021 20:54:36
5 puan verdi
Yüreğinize ve kaleminize sağlık çok güzeldi şiiriniz.
Saygı ve selamlar.
saf şiir
saf şiir, @safsiir
27.6.2021 20:50:48
5 puan verdi
Etkileyici, beğeniyle okuduğum güzel bir şiirdi. Kutluyorum. Selam ve saygılarımla...
Râzı.
Râzı., @rzi-
27.6.2021 20:44:52
Miraç Rabbe yolculuk ...
Rab ile komşuluktan uzağa düşmenin -hz Adem ve Havva- bitişi diyorum ben hz Muhammed''in şahsında
tüm insanlar için Rabbin insana aşkının en güzel işaretlerinden biri...
Ne güzel oldu akşam vakti kırlangıçların dansını izlerken....
Tahsin emek
Tahsin emek, @tahsinemek
27.6.2021 20:32:15
İNSANLIĞIN KARDEŞLİĞİN GÜZELLİKLERİN SOLDUĞU BİR ALEMDE BU GÜZEL DUYGULARI PAYLAŞMAK HARİKA BİR DUYGUDUR TEBRİK EDİYORUM KUTLUYORUM ŞİİRİNİZİ NİCELERİNE DİLERİM ..
Liya Hivda
Liya Hivda, @liya-hivda
27.6.2021 20:21:29
Huzur dîvânı, tavâfına geldik
Nur akıyor meleklerden
Habib korkusuyla huzura
Miraç'a uzanır dualar avuç avuç
Duâlara..


Öyle huzur verdi şiir içime
sanki bunu okumaya manevi ihtiyaçım vardı.

Bu manevi değeri kaleme aldığınız canı gönülden teşekkür ediyorum sevgili Can Ferda şâirem. Saygım sevgimle hep 🌹🌹♥️
Ahmet Coşkun 1
Ahmet Coşkun 1, @ahmetcoskun1
27.6.2021 20:05:53
5 puan verdi
ilk defa duydum
çok ilgimi çekti hikaye
yaman bir hikaye yaman dede
şiir de hikayeyi aşk ile ulaşmış
selam olsun erenlere
yüreğine sağlık...

Etkili Yorum
Ayhan Sağır
Ayhan Sağır , @ayhansagir
27.6.2021 20:00:10
Ferda hocam Şiiriniz ve Yaman Dede ile paylaştığınız yazı çok güzel teşekkür ederim sağol Var ol yalnız özür diliyerek Şiirinizin ismi Miraç hikayesi çok olmamış geldi bana Miraç hadisesi olsa sanki daha hoş olur diye düşünüyorum
Selam ve saygılarımla

Ayhan Sağır tarafından 6/27/2021 8:19:17 PM zamanında düzenlenmiştir.
Osman NALBANT
Osman NALBANT, @osmannalbant
27.6.2021 19:55:43
5 puan verdi
MİRAÇ HİKAYESİ şiirini, beğeniyle okudum. Nice güzel şiirlere diyor, Şair arkadaşımı, içtenlikle KUTLUYORUM...

Sabahat  çelik
Sabahat çelik, @sabahatcelik
27.6.2021 19:24:24
Nakış nakış işlemişsiniz dizeleri
menevi huzur veren bu anlamlı şiiri yazdıran Yüreğinize sağlık şairem tebrikler
Namık DEMİR
Namık DEMİR, @namik-demir
27.6.2021 19:23:33
5 puan verdi
Bu Güzel Miraç olayını konu eden...

Yüreği Manevi AŞKLA Çarpan
Gönül kalemiyle dizelerine yansıtan kıymetli
Hocamı Takdir ediyorum...

Yüreğinize sağlık Ferda Hocam...

Bizim VARLIĞIMIZDA ŞÜKRÜMÜZDÜR MANEVİYATIMIZ


Var olun sonsuz saygı ve selamlarımı bırakıyorum ...
Sör
Sör , @sor
27.6.2021 19:22:23
Hikayeyi okumadım diyim sana
Çok uzundu ve gozlerim görmüyor artık
Şiir; Ferda'ca😉
Etkili Yorum
eMİNeYZAMAN
eMİNeYZAMAN, @emineyzaman
27.6.2021 18:59:55
Maneviyatti aslolan
Ve yaradana siginmakti hayatın gerçeği
Bir elimizden diğerine vermeye kiyamadigimiz
O huzurun direkleriydi inancımız


Ah kalbimizde biriken o şeffaf
O tâbi
O ilahi adaletin gözlerimize bıraktığını görebilseydik
Nasıl da cennet kokardi düşlerimiz



Ruhum kıyısına vuran bu şiiri sarıp sarmaladı sairem


Yüreğine sağlık.


Etkili Yorum
Yalnızlığın Esareti
Yalnızlığın Esareti, @yalnizligin-esareti
27.6.2021 18:49:39
Hakikaten islamın üç müjde den en büyüğü beş vakit namazı müjdeleyen miraç olayını nakşetmişsiniz çok güzel etmişsiniz tebrik ederim Alimlerimiz bu işin sırrına vakıf olmuş her yolun anahtarı rehberi peygamber sevgisini ne güzel hayatlarına işlemişler ne güzel demişler senin tenin toprak olmasaydı teemmüm insanları temizlemezdi diye.....bu değerli eseriniz için tekrar teşekkür ederim sağlıcakla kalın
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL