Şu gönül gidip kondu, zehirli bir çiçeğe
Ömrümü tükettim ben, sevdanın yollarında
Yaşadığım dünlerim, uymasa da gerçeğe
Kaç kez ölmek istedim, sevenin kollarında
Ömrümü tükettim ben, sevdanın yollarında

Cevap verir mi dersin, şahit olan tanılar
Hep hüzzam makamında, dinlediğim tınılar
Düne gidip baksanız, hicran kokar anılar
Tutunduğum ağacın, o kırık dallarında
Ömrümü tükettim ben, sevdanın yollarında

İlk görüşte aşk diye, bir bakışa ram oldum
Aradığım değil de, kanamalı dert buldum
Gece, gündüz demeden, bitmez hüzünle doldum
Mutluluk gerçekte yok, hep aşk masallarında
Ömrümü tükettim ben, sevdanın yollarında

Gerek var mı söyleyin, şaşaya, ihtişama
Hayat sevk eder zaten, bizleri mutlak gama
Sevginin güzelliği, yansımıyor yaşama
Mevlâ’m bile istemez, böyle dert kullarında
Ömrümü tükettim ben, sevdanın yollarında

Huzuru gördük amma, hiç huzurla dolmadık
Henüz daha goncayken, biz boşuna solmadık
Bir gün bile nedense, gülenlerden olmadık
Çıkmıyor işte vuslat, papatya fallarında
Ömrümü tükettim ben, sevdanın yollarında

Ne esen şu meltemler, ne de şu sam yelleri
Dindirmeye yetmedi, gözden akan selleri
Ben niye bulamadım, tutan sıcak elleri
Aşk kokusu aradım, kızıl gül allarında
Ömrümü tükettim ben, sevdanın yollarında

Seviyorum diyenler, kulak versin bu sese
Lüzumsuz’um gerek yok, alman için nefese
Salalarım verilip, duyururken herkese
Omuzlara alınıp, giderim sallarında
Ömrümü tükettim ben, sevdanın yollarında

Sadık DAĞDEVİREN
Aşık LÜZUMSUZ