2
Yorum
18
Beğeni
5,0
Puan
1012
Okunma
Anam köylük yerde
en çok şükür duasına duran bir kadındı.
Sahip çıkmasak inanç ötesi inandıklarımıza
ve göğüs kafesimize esir düşer,
derdi.
Ağlayanımız olmadığı kadar yüze gülenimiz hiç yoktu.
Siyah ve beyaz aynada ki o yüz
Gözler kadar burun deliklerini çok severdik
o da sadece nefes almak içindi.
Ve bahar, yaz son kere kış olur
vücuttaki damarlar uzun kısa gibiydi.
bir tıkanırsa bize değil
biz kimseye ulaşamazdık
Mevsimlik işçi hayallerimiz vardı
çok aşk huzurun yakası iliklenmiş mesela
erik çalan çocuklar
en çok dal kırıklarına alınsaydı
Gölgemize savaş açan güneş bileklerine bağlanır
bulutların en köpüklüsünü görür
yağmurun yağacağına inanırdık
Oysa fırtınan biçtiğini giyinecek bedendeyiz
her ikimizde
Ekmek arası kumru satıcısı şehrin öteki yakasında;
bir gece o sevmiş bir gece ben kanmışım tatlı diline
bana lazım değil
kadınlık der gibi
üç ahbap çavuş ordunun başına geçmişiz
On kuruşa top ile tüfek satın almış
ve Tülay bacım olmasa silinebilirdi ismim gönül tamircisi gönlünde
Kıçı kakmış bir dünya
doğurganlığıma geç kalmış birine peri kızı olunca
kıymetimi anladım..
Bu nasıl bir şans bende
yerime düşünüp, seviyor gün boyu
birde kulaklarımın o takla güvercinleri
sonrası yüreğime saplanması için gümüş saplı bir hançer elinde
düşmüyor her neticede yine elinde
Ve ölmenin bahanesi
bir yarıma pençesi düşen oluyorum..
büyümüyorum toprağa
semaya da…
05-06-2021
ist
5.0
100% (9)