15
Yorum
37
Beğeni
0,0
Puan
1209
Okunma

olağan düzeninde geçip gidiyordu zaman
baklava tepsisiyle fırına gidiyordu bir çocuk
çocukluğu cebinde beş kuruş
bilmeden yüzüne gülen kim
arkasında yaşam duvarını yıkmaya yeltenen
bir bakış bir ömre nasıl yazılır
rüyalarını karalayarak arka sırada
oyalayarak genç yüzleri
sabahını silmek akşamın
anlamadan yıkık olduğunu
sonraya bıraktığı düşlerin
bilmeden kimin elinde
döndüğünü değirmen çarkının
kimin yaktığını bilmeden sönüp yanan ateşi
kimin yediğini bunca zamanı
kimin tepemize çadır kurduğunu
oysa hiç görmemişlerdi bizi
nasıl girip çıktığımızı evlere
nasıl ağlayıp
güldüğümüzü
sahi kim sallayıp yıktı
eli çenesinde düşünen insanı
kim söktü dibinde soluyan menekşeleri
bahar afallayıp geçti
pek çok yıl arasında
somurtuk..
03. 05. 2021 / Nazik Gülünay