1
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
640
Okunma

28 Şubat
Neydi sizin derdiniz esasen?
Kirlettiğiniz masanıza bez mi gerekmişti?
Türbana mı göz diktiniz, bulamadınız da?
Yoksa kirinizden, ne kadar temizlesek de, silinmeyecek miydi?
Sorsam, siz de ALLAH’a (CC) inanıyorsunuz,
Ama inandığınızın emrini uygulamıyorsunuz.
Düşüncelerinizdeki sapkınlık, 18 madde halinde,
Serilmiş ve izansızca savunulmuş.
Şifreleriniz nedir, Melun’a hizmette?
Hırsızın yolunda, İmam Hatip’ten sapmış bir ibreyle.
Hangi talancı dosyası dolaşıyordu?
Kendi kurallarınızla, adaleti hiçe sayarak.
Bir tarih vardır ki, hayırla yad edilir,
Bir tarih vardır ki, lanetle anılır.
Neden inanç hüviyetinizi savunamıyordunuz?
Geri dönüşüme terk edilmiş bir hükmünüz vardı.
Hortumların içinde bereket akıyor,
Garibanın hakkına üşüşürken.
Nefisleriniz adalete sırtını dönmüş,
Emelleriniz kir, pas ve toz olmuş.
Karanlığınız aydınlığı göremez oldu,
Tanklar yürürken, yetimin ahı tutuldu.
Saçtığınız fitne, kurşun gibi savrulmuş,
Aldığınız kararlar, şimdi fizanda kaybolmuş.
Derdiniz tarikat değil, inancın kitlesiydi,
Meseleniz kendi temelinizde eğitimdi.
Yazdığınız inancın bilgisini yetiştirmek,
Hukukla hiçbir ilgisi olmayan hukuksuzluğunuzdu.
Dansöze giydirdiniz türbandan peçe,
Götürüp sundunuz modern bir şekilde,
İnanmadığınız ibadetleri gerici saydınız,
Kurban derilerindeki gelire göz koydunuz.
Doğrudur, biz bir millettik ama ümmetten uzak,
Ne zaman yaklaşmak istesek, tuzaklar kuruyordunuz.
Amacınız belliydi, o da sadece nifak,
İşte size 28 Şubat denilen tuzak.
Millet için makamını terk etti hoca,
Bin yıllık emeli bir günde boşa çıkararak.
5.0
100% (2)