uzun bir yol ayrılmış geceden
başlar dönük iki uca
sevişmelerin ardına sarkabilen hınçlar...

bir ıslanmış ağaç durur şimşeğin altında
çakrasında unuttuğu karanfiliyle bir çocuk ağlaşır
ellerinde yağmurun bütün taneleri
çamur,yara bere,toza bulamış gözlerinin hemen önünü
masal bu ya;aksakallı bir ağaçmış ıslanmaktan kurtulamayan
her güç bir başka gücün mahkumu imiş o zamanlar
meyve sandığı aslında çocuğun bir meyve sandığıymış
gözlerinde koca bir aslanı avlarken...
kapatmış önünü yağmuru hapsetmiş bu orman yığını
kalsa mı koşsa mı... kimi zaman korumak da yetmezmiş
yürümekte bulmuş çareyi...
o zamanlar insanlar daha az ıslanırmış
yağmurda yürüdüklerinde,koşmaktan ziyade...

uzun bir yol ayrılmış geceden
sevişmelerin ardına sarkabilen hınçlarla
başlar dönük iki uca..
kimi zaman sevmek de yetmezmiş
yürümek gerekirmiş çoğu zaman,koşmaktan ziyade
aşka...

hadi Vaveyla !
kim başarmış 80 günde !