5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1066
Okunma
[ kal
YakalandıM
Koydum merdivenleri aya ve yıldızlara
Basamakları tek tek çıkarken yakalandım
Oturdum gezegende çekirdek çıtlatırken
Meğer kayan yıldızmış akarken yakalandım.
Rüzgara karşı çıktım kasırgayı görünce
Geçeceğim suların hepsi hırçın derince
Yüreğime bir sızı girerken ince ince
İçimdeki çırayı yakarken yakalandım
Fırtınalı günlerde koşturdum umutları
Renk verdim kirazlara pekmez yaptım dutları
Bana ait dünyada kaldırdım hudutları
Çöllere çam ağacı dikerken yakalandım
Çiçek deren ellere bal akıtan dillere
Dikenlerin içinde sevdalandım güllere
Nazar boncuğu gibi duran mavi göllere
Gönül şerbetlerini dökerken yakalandım
Bir yanda baharlara öte yanda kışlara
Bozuk terazilere adaletsiz işlere
Tutundum hayallere sığınmadım düşlere
Utanç duvarlarını yıkarken yakalandım
Nisan yağmurlarından zemherinin karından
Meyvenin köklerinden buğday tarlalarından
Yaşadığımız dünden yaşanacak yarından
Şu ayrık otlarını sökerken yakalandım
Kiliseye havraya her dinden insanlara
Tarih sayfalarında çok değişik anlara
Gökdelen saraylara harabeler hanlara
Tarafsız bir köşeden bakarken yakalandım
En güzel değerleri teknesinde yoğurur
Sol yanım duyarlıdır hep sağ yanıma vurur
Vicdanım insanlığın mihenk taşında durur
Eksenine çiviyi çakarken yakalandım
Her köşeye mum diktim savaş açtım geceye
Özgürce dolaşırken takıldım bir heceye
Tereddüt süz katıldım her yerde imeceye
Tezgahtaki halıyı dokurken yakalandım
Tüm renkleri aradım gönüllerin parkında
Güller dikenli imiş olamadım farkında
Eğirdim kelep yaptım yüreğimin çarkında
Kök boyalı ipleri bükerken yakalandım
İşleyip sözcükleri dizeye ekliyordum
Tuzağımı kurmuştum bir peri bekliyordum
Duyguların gizini içimde saklıyordum
Kalbini gözlerinden okurken yakalandım
Yağmuru bulutlardan ellerimle sağarken
Sabahın seher vakti ufuklardan doğarken
Akşamı kızıllaşıp tepelerden ağarken
Güneşi bana doğru çekerken yakalandım
Sildim sildim çıkmadı demirlerin pasını
Topladım her taraftan malzemenin hasını
Yeniden kurgularken düşlerin dünyasını
Somunları penseyle sıkarken yakalandım
Hırçınlaşan dalgalar kıyılara vururken
Dağlar omuz omuza karşısında dururken
Nehirler çekilirken mavi göller kururken
Düşlerimin çatısı çökerken yakalandım
Dağları deliyordum seni aramak için
Güneşin saçlarını elle taramak için
Nolur ne olmaz diye beni korumak için
Gönlümü mısralara takarken yakalandım
Dostların yollarına halı sereyim dedim
Paylaşmak istiyordum söze gireyim dedim
Bunca alın terimi artık göreyim dedim
Tohumu gökyüzüne ekerken yakalandım
Elli yaşında idim bahçede ip atlarken
Zamanı geri doğru sayfa sayfa katlarken
Bir gün yalnız başıma yaş günümü kutlarken
Harmanlarda tek ayak sekerken yakalandım
Ben kimim neyim diye yüzlerce soru sordum
Düşlerden bir dünyada gönlüme saray kurdum
Geçtim sedir başına minderinde oturdum
Dediler vakit tamam çok erken yakalandım
n.BayraktaR
in ]