Çankırı Orta’nın, ilçe köyleri
İçtim sularını, vefa’ya geldim
Yâd etmek istedim, geçmiş günleri
ECDAT izlerini, sürmeye geldim

’Cemperi’ başında, Çankırı kızı
Delinmiş ’cötüre’, alamaz hızı
’Abari’ der kaçar, çekilmez nazı
Yörenin dilini, çözmeye geldim

İlçede iş yoktu, göç veriyorduk
Toprak killi çorak, ekemiyorduk
Kışları çok çetin, duramıyorduk
ORTA’yı yeniden, imara geldim

Askerlik şubesi, gitmiş buradan
Yeni yönetimler, ders almış bundan
Yenilenmiş yollar, her şey sil baştan
KANLICA son hali, görmeye geldim

Pek meşhurdur has, balı tereyağı
Mandalar süt vermez, öksüz buzağı
Hasan’lar - Rıfat’lar, görür uzağı
YAYLAKENT bastak’ı, görmeye geldim

Büyük şehir gibi, koca binalar
Ölmüş yaşamıyor, beyler ağalar
Kalmamış eski, âlimler - hocalar
KALFAT beldesini, görmeye geldim.

Gündüzleri sıcak, geceler ayaz
İnsanların kalbi, kardan beyaz
Hüzünler çökmüş, üzerine bu yaz
SALUR köyünde çay, içmeye geldim

Herkesin bir lakap, unvanı vardı
Yakın uzak köyler, hep akraba’ydı
Dedeler nur yüzlü, nineler baldı
KISAÇ’tan acı su, içmeye geldim

Tarla tapan bomboş, hepsi nadasta
Bakınca görürsün, bostanlar yasta
Hayvancılık bitmiş, ahırlar boşta
YUVA köyünü, ziyarete geldim

Harman yerlerini, otlar bürümüş
Eski döven, tırmık depoya düşmüş
Köy çeşmesi akmaz, herkese küsmüş
DODURGA köyüne, bakmaya geldim

Kızlar dibek döver tırpan er işi
Değirmende çarklar, unlu dişleri
Kızların hamurlu, kına elleri
HASANHACI köyünü, seyre geldim

Fasülye festivali, her yıl yapılır
Köyler boşta, ’canavarlar’ dolaşır
İmamın davudi sesi yankılanır
BAYINDIR köylerini, sormaya geldim

Güldürcek barajı, suları tutmuş
KARGA- BÜĞREN, köyleri göçer olmuş
Dağlar yol vermez, yılan çıyan dolmuş
GÖKÇEÖREN köyünü, bulmaya geldim

Bağlar kavun karpuz, üzüm alma’ydı
İkramda köylüler, sıra savardı
Tavuk ördek kazın, tadı başkaydı
YENİCE köyünde, yemeğe geldim.

Kaya mezarları, murada erdi,
Peri bacaları nın, aşk’tı derdi
Buralardan çıkar, adamın merdi
SAKAELİ’DE, saka babaya geldim

Buğdaylar kaynar, göçe bulgur olur
Derelerde sülük, balık tutulur
Hastalara şifa, otlar yolunur
İNCECİK köyünden, şifaya geldim

Kerpiç evlerin, topraktı çatısı
Yuvakla dövülür, damın tepesi
Kuşburnu marmalet hindi dolması
SANCAR köye ’kelem’ yemeye geldim

Bu arşın altı neler neler gördü
Dünün küçükleri, bugün büyüdü
Sarsıldı dünyamız, bazen köpürdü
HÖYÜKKÖY de kahve içmeye geldim

Ermişler diyarı, yüzler güler,
Kanatlı kapılar, açık sürgüler,
Yürekten konuşur, manalı sözler
SAKARCAÖREN’den, ÖZLÜ’ye geldim

Saçta Kavurga, bandırma tabakta
Yaren güveci, sahanda yumurta
Üçgen muska, tiritini unutma
KIRKSAKAL köyüne, davete geldim

Farklı mimaride, tarihi yerler
Mazide iz bırakan şahsiyetler
Vatan millet sevdalısı yiğitler
KAYIÖREN- KARAAĞAÇ’A geldim

Vefayı arama, yaban illerde
Silai Rahimden, kalma geride
Ağırla herkesi, sefa içinde
DOĞANLAR Köyüne, vedaya geldim

Unuturmuyum hiç, KAYI köyünü
BÜĞDÜZ - ELMALIK, içerim suyunu
Hemşerim sakın, unutma soyunu
Size affımı, istemeye geldim.

KUL AHMED-İ paylaş, dostla aşını
Taşırma kimsenin, sabır taşını
Bağlan unutma, örf adetlerini
KÖYLERİMİZİ, ziyarete geldim.

’Cemperi’ Başörtüsü
’Cötüre’ Su destisi
’Abari’ şaşırmak
’Canavar’ Kurt
’Kelem’ Lahana

Ahmet Ali Canbaz 27.02.2021