3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
958
Okunma
Dört duvar arasında kırk çeşit kelle
Her biri çıkmış ayrı, ayrı sefere
kır beyin ve kırk gönül başka, başka
İlim yağıyor buraya her biri gelmiş aşka
Kimi kesişir kimi gülüşür kimi ise hırlaşır
İki horoz bir çöplükte durdurulmaz dalaşır
Kimi gırgır kimi hırgür kimi ise kuzudur
Kuzu bile kurt sofrasında kudurur
Herkes ayrı bir elden vurur hayat teline
Hele ki doyum olmaz sınıf efelerine
Kim tutacak kırk ağzı âmâna gelsin hocalar
Ağızlar mühürlenir hocalar ise bocalar
Kimi okur kimi yazar kimi her ikisini
Aslan ve çakalda var hiç sorma gel tilkisini
Al kelleyi vur kelleye eğer ki ses çıkarsa
Demek içi boş kellenin kim dolduracaksa
Bir zil çalar sanki düğün zurnası
Bir zil çalar sanki ölüm sırası
Kırk dakika kırk beyini yoklar dururda
Ölüm sessizliği olur hoca soru sorarda
Mümessil yoklama alır herkes bur da mıdır?
Seksen nazar üstünde bu bir şakamıdır
Al neco verek sana kırkın kırkıncısı
Herkesi fişledimi başlar dersin sancısı
Kalem tutan eller kirletiyor pak kâğıdı
Mübalağada çıkar ancak silgi ağıtı
Kimisi mürekkepten yeni bir tarih yazar
Rüya âlemindeki uyanır yerse azar
Bu akışı dinler pür dikkat olan duvar,
O duvar ki yıllardır billahi ilim yalar
Tüm derlerin hıfz etmiştir o ilimlerini
O bir alim olmuştur tutmuş bilgi selini
Asıl inek duvar mıdır bu bir tartışma konusu
Bir dinle bak tüm dillerin onda korosu
Akıl tamam olunca söz noksanlaşırmış
Vakıf olmuş tüm sırlara dereceye ulaşmış
Hoca, hoca bak duvara da örnek al
Sadece ve sadece mısralarda kal
O dahi bir ömür kucaklar bizi ve de
Bir kerecik paylamaz öyle durur tepede
Gel boz sessizliğini de bir kerecik dinle
Gelen giden tekmeliyor bir kerecik inle
Bak ne diyor bu garip öğrenci sana
Bekleme zelzeleyi kapan kafanı bozana