Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
ekremsama
ekremsama

KOMUTANLAR ÇILDIRMIŞ

Yorum

KOMUTANLAR ÇILDIRMIŞ

4

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1126

Okunma

KOMUTANLAR ÇILDIRMIŞ

KOMUTANLAR ÇILDIRMIŞ



Dokuzyüzonbeş, Çanakkale’ye döndü gözler,
Yığıldılar boğaza haçlılar birer birer...
Çelik donanma, yenilmez ordular sürüyle,
Süper silahlar yarıştırıldı birbiriyle.
Mağrur komutanlar toplandı boğaz önünde,
İstanbul’u çiğneyeceklerdi ondört günde.
Savaş denince gerekirdi onlardan sormak,
Başıbozuk Türkler mi onları durduracak?
Elleri kullanmaya bile kalmazdı gerek,
Boğaz üç günde geçilirdi tekmeleyerek.
Süper silahları denediler defalarca,
İnsanlar, ağaçlar, taşlar oldu parça parça.
Nice gençlerini getirmişlerdi boğaza,
Kara listeler hiç bitmiyordu yaza yaza.
Metrekareye altıbin mermi atılmıştı,
Araziler delik deşik olmuş, yırtılmıştı.
Bir adım bile geri atmadı, Türk askeri,
Göğsünde eritti, korkunç teknolojileri.
Hiç yenilgi tatmamışlardı yıllardan beri,
O gün süngü öpüp, kaçtılar gerisin geri.
Birmilyon genç, gırtlak gırtlağa gelip dövüştü,
On ayda yarım milyon insan toprağa düştü.
Hesapla da bak, metrekareye beş litre kan,
Sahiller kıpkırmızı görünürdü havadan.
Yarım milyon insanın ahı nasıl bir şeydir?
General amiral demez, kafayı yedirir.
Nedir bilir misiniz, en ibretli hikmeti?
Delirmek oldu mağrurların akıbeti.
Deliren kaç asker, kaç subay nerden biliriz?
Komutanlara bakıp tahmin edebiliriz.
İşte ifadeleri: “Lanet tuttu hep bizi,
Lanete geldik, lanet doldurdu beynimizi.
Korkunç kabus görüyoruz sabahlara kadar,
Hep gırtlağımıza sarılmış kanlı eller var.
Uyku yok, beynimizi arındıramıyoruz,
Aklımızda hiçbir şey barındıramıyoruz.
Korkunç şeyler olacak, bu aklımızdan çıkmaz,
Bu lanet bizi ölünceye kadar bırakmaz...”
Hasta olup(!) kaçtı, komutanlar; Carden, Weston,
Kabuslarla çıldırdı; Başkomutan Hamilton.


23.10.2004

Paylaş:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şiiri Değerlendirin
 
Komutanlar çıldırmış Şiirine Yorum Yap
Okuduğunuz Komutanlar çıldırmış şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KOMUTANLAR ÇILDIRMIŞ şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Tsukuyomi
Tsukuyomi, @tsukuyomi
1.8.2008 15:27:52
TEBRİKLER ABİ KALEMİNE SAĞLIK
Etkili Yorum
berrin gezici
berrin gezici, @berringezici
1.8.2008 12:10:17
Dokuzyüzonbeş, Çanakkale’ye döndü gözler,
Yığıldılar boğaza haçlılar birer birer...
Çelik donanma, yenilmez ordular sürüyle,
Süper silahlar yarıştırıldı birbiriyle.
Mağrur komutanlar toplandı boğaz önünde,
İstanbul’u çiğneyeceklerdi ondört günde.
Savaş denince gerekirdi onlardan sormak,
Başıbozuk Türkler mi onları durduracak?
Elleri kullanmaya bile kalmazdı gerek,
Boğaz üç günde geçilirdi tekmeleyerek.
Süper silahları denediler defalarca,
İnsanlar, ağaçlar, taşlar oldu parça parça.
Nice gençlerini getirmişlerdi boğaza,
Kara listeler hiç bitmiyordu yaza yaza.
*************************************************
Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.

Mehmet Akif Ersoy

Degerli hocam bu mükemmel ötesi siirinize,mehmet akif ersoyun en beyendigim siirlerinden biri olan
canakkale sehitleri atli siiriyle yorumuma katilmak istedim,evet hocam onlar teknololoji ile biz allah allah sesleriyle imanla savastik ve düsmani denize döktük zafer askerimizin zafer yürekteki imanin,tebrik ederim kaleminizi degerli hocam,allahin selami üzerinize olsun,sevgi ve saygilarimla..
a.yüksel şanlıer
a.yüksel şanlıer, @a-yukselsanlier
1.8.2008 09:26:25
Hep gırtlağımıza sarılmış kanlı eller var.
Uyku yok, beynimizi arındıramıyoruz,
Aklımızda hiçbir şey barındıramıyoruz.
Korkunç şeyler olacak, bu aklımızdan çıkmaz,
Bu lanet bizi ölünceye kadar bırakmaz...”
Hasta olup(!) kaçtı, komutanlar; Carden, Weston,
Kabuslarla çıldırdı; Başkomutan Hamilton.

HER ŞİİRİN BİR DERS DOST TEBRİKLER
Halit Yıldırım
Halit Yıldırım, @halityildirim
1.8.2008 08:41:04
Hasta olup(!) kaçtı, komutanlar; Carden, Weston,
Kabuslarla çıldırdı; Başkomutan Hamilton.

Yüreğine sağlık Hocam. Biz birlik olsak, iri olsak, diri olsak, maneviyatımıza sarılsak böyle günleri ne yaşarız, ne de böyle geri kalmışlığın acılarını çekeriz. Şehidlerimize rahmet diliyorum.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL