1
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
520
Okunma
Köyün yazları köyde kışları gurbette geçirenler vardır. Gurbete çıkanlar genelde Mersin, İzmir illerinde çalışmaya gider. Mersin’e gidenler narinciye bahçelerinde çalışır, İzmir’e gidenler kireç ocaklarında.
Gurbete çıkanlar, gurbete ilk ayak bastıklarında ilk mektubu yazarlar. ‘’ Başıma bir iş gelmeden geldim, çalışmaya başladım. Ben iyiyim.’’
Sözde iyidir. Barındığı yer bir tahta baraka. Üç öyün yediği kuru ekmek. Akşama kadar salladığı balyoz. Yüz ayaz yanığı, el nasır yarası…
Mektubu alan ananın keyfine diyecek yoktur. Sanırsın oğlu sarayda.
Ya mektup alamamışsa bir kurt düşer içine ‘’ Ya oğlumun başına bir şey gelmişse?..’’ Hesap beyinden sorulur. Sanki beyinin elinde çare var?
İşte bizim Çolak Hasan da oğlundan mektup alamamış. Teselliyi şiirlerde aramış.
(Oğlum İzmir’e gitti üç ay mektubu gelmedi. O sıralarda yolda bir kamyon devrildi. İçimizi bir şüphe aldı. Ben de oğlumdan sebebini sordum.)
Dayanamam kör ananın nazına
Hasret kaldım iki satır yazına
Vakit bulsam geleceğim yanına
Mektubun gelmiyor dargın mısın oğul
Anan şeytan oldu küplere bindi
Yollarda bir kamyon devrildi dendi
Haberin aldıkta şüphemiz dindi.
Mektubun gelmiyor dargın mısın oğul
Seni çok mu üzdü gurbetin zoru
Sırtından gitmiyor inlerin tozu
Ağlarken çıkacak ananın gözü
Mektubun gelmiyor dargın mısın oğul
Çok bekleme oğul vakitler geldi
Haberin aldıkta yüzümüz güldü
Yal gibi suları buz gibi oldu
Orada haberin alınca oğul
Kışın ektin kaldırmadın harmanı
Bulunmaz mı fakirliğin dermanı
Dört senedir göremedin kurbanı
Mektubun gelmiyor dargın mısın oğul
Çolak Hasan ( Hasan Songur- KAZANCI)
5.0
100% (2)