Haydar oğlum mektubuma başlarken
Evvel selam eder gözlerinden öperim
Sende dahil beni soran herkese
Allah’tan sağlık, sıhhat, afiyetler dilerim

Sabahleyin otobosla vardık nihayet şehere
Görmeyeli buraları epeyce değişmiş
Bir yanda koca evler sanki saray yavrusu
Dibinde gecekondu yakışmamış doğrusu

Buraların yolu asfalt kenarında ot bitmez
Erkeğine acırım avradına güç yetmez
Avratları arsız, erkeğe hürmet yoktur
Aman bir şey deme ha deyeceği laf çoktur

Hani muhtarların Cemil vardı ya
Bilirsin güççükken de çok akıllıydı
Okumuş burada yüksek okul bitirmiş
Diploma törenine beni de davet etmiş

Neyse fazla lafı uzatmayayım
Uzatıp da başınızı ağrıtmayayım
Vardık koca bir kapı sanki cennet girişi
Lakin kapıya komuşlar zebaniye benzer bir kişi

Aha şöyle dikilerek nalet yüzlü bu adam
Olmaz dedi hemşerim burası kamusal alan
-Dedim oğul o dediğin bizim orda da var mıdır
Benim sığmayacağım kadar içerisi dar mıdır
Oğlum nerden çıktı bu tamusal alan dediğin
Böyle şeyler bilmezdik bu güne değin

-Ne darı hemşerim geniştir eni konu
Lâkin senin gibi bir yobaz nereden bilsin bunu
Ne demek Tamusal alan burası kamusal alan
Türksün Türkçe bilmiyorsun öğren de gel ulan
Bu sinsi tehlikeyi ancak Sezer sezdi
Bir bilene danışıp alan planı çizdi

-Hele bir yol dur yeğen nerden yobaz olmuşum
Lafına iyi dikkat et zaten epey dolmuşum.
Ayrıca ha kamusal ha tamusal fark etmez
Her ikisi de Müslümanın girmesini istemez

-Hiç aynaya baktın mı başındaki takke ne ?
Birde çember sakalı kondurmuşsun çenene...

-Otobusda şöfer de senin gibi demişti
Takkeme, sakalıma manalı sözler edip
Namaz oldu deyince o da pis pis gülmüştü
Gavat beş takka durmadı bastı durdu da gaza
Gün ağardı kılamadım yazık oldu namaza
Bu nasıl bir plan ki sanki esnek lastik mübarek
Kopmaz ki o nalet şey ne kadar çekersen çek
Maksat ne layıklık ne de cumhuriyeti yaşatmak
Maksat dünyada Müslümana cehennemi tattırmak

-Sen dediğin laflar layıklığa karşıttır
Amirim bunu duysa feleğini şaşırtır
Atamız cumhuriyeti bize emanet etti
Çok şükür o geldi de hayın padişah gitti
Yobaz olana artık burada hayat bitti....

-Daha senin baban yürümeyi bilmezken
Ben bu yurt için yol vergisi vermişim
Atanın değil ama paşanın zamanında
Kuran var evde diye mahpuslara girmişim...
Gene de ses etmem ben, devlete laf söyletmem
Devlet baba olmasa millet hep öksüz kalır

Lakin baba deyince bir durcen dikkatlice düşüncen
Baba korur namusunu, korur karısını kızını
Sen baba der misin karısını kızını satana
Veya oğluna kumar oynatana
Ondan gelen parayı alana
Denmez değil mi ya elbette ben de demem
Amma nasıl olur da devlet kerhane açar
Açar da o zavallı kızların çığlığını duyamaz
Piyangodan gelen paraya sinen gözyaşını
Sakalımı gören devlet nasıl olur göremez
İşte onu anlamam...

Ne dedimse nafile Nuh dedi Nebi demedi
Layıklık dedi durdu başka bir şey demedi

Aman oğlum sen sen ol sakın şehere gelme
Gelirsen de dikkat et sakın dinini deme
Dedemin babası katılmıştı Sütçü İmama
Göğsünü siper etti Fransız’a Yunan’a
Tek bir halel getirtmedi dini mübini İslama
Sonra ne olduysa oldu bende anlamadım
Hak yolundan uzaklaştık her geçen gün adım adım
Şincik ölmüş olsam da melekler sorsa ne derim ben
Ne yaptınız dine deseler ölürüm kederimden
Yok oğul yok, yere batsın medeniyeti, tekniği
Vatandaşın karşısında pazara çıkıyor ipliği
Ne bizleri severler ne de dinimizi severler
Oy almak için bunlar her kılığa girerler

Merzifon,15 Rabiulahir 1428 Perşembe