6
Yorum
14
Beğeni
0,0
Puan
661
Okunma

Elbistan’ın tarihi, çok eski zamana dayanır,
Tarihi, Geç Hitit Dönemi’ne kadar uzanır.
Bizans ve Abbasiler arasında el değiştirir,
Elbistan, Selçuklular tarafından ele geçirilir.
Haçlı Seferleri, dur durak demeden devam eder,
Her seferde; maddi, manevi zararlar vererek gider.
Osmanlı, Selçuklu hâkimiyetinde uzun süre kalır,
I. Selim, döneminde Osmanlı Devleti himayesine alır.
Elbistan, günümüze dek Türk toprağı olarak kalmıştır.
Türkler için kültürel ve özel bir yere sahip olmuştur.
Yirmi dört Oğuz boyunun tamamı bu ilçemizdedir,
Türk tarihin en eski değişmez tapusu elimizdedir.
Onlarca farklı medeniyete ev sahipliği eder,
Burada yaşayanlar, birbirlerini candan sever.
Elbistan, ova, yayla, dağlık bölgelerden oluşur,
Ceyhan Nehri ile bereketli topraklara kavuşur.
Nurhak Dağları, yöreye güzellikler katar,
Gönüllerimiz, Güneydoğu Toroslar’da yatar.
Şehrin tarihi mekânları köklü bir geçmişe dayanır,
Höyükler açısından bir hayli zenginliğe boyanır.
Tilhöyüğü, Karahüyük, İzkaftil, Gavurviran Höyüğü,
Taşlı, Ozan, Malap, Karaelbistan höyüklerin en büyüğü…
Elbistan’ın meşhuru; Kız Kalesi ve Şerefli Kalesidir,
Elbistan’ın geçmişe seslenen, en duyarlı yüksek sesidir.
Türbeler, hanlar, hamamlar durmadan ziyaret edilir.
Buradan tarihin derinliklerine, hep sessizce gidilir.
Elbistan’daki tarihi camiler, oldukça eski bir dokudur.
Ulu Cami, Çarşı Atik Cami en önemli tarihsel kokudur.
Her iki camiyi, Alaüddevle Bozkurt Bey yaptırmıştır,
Selçuklu döneminde, Müslümanlara ibadete açtırmıştır.
Şehirde, Selçuk Hamamı, Dulkadirli Sarayı vardır,
Himmet Baba geçmiş tarihte yaşamış bir evliyadır.
Uzun Çarşı, Ulu Cami’den merkeze kadar uzar gider,
Kalaycı esnaflara kadar herkese çeşitli hizmetler eder.
Şimdi kültürel zenginliği ile Osmanlı çarşısını andırır.
Uzun Çarşı’nın sunduğu ürünler, gönülleri barındırır.
Kapalı Çarşı, bakır, tekstil ürünleri ile ön plana çıkar.
Elbistan’ın milli ve tarihi dokusunu korumaya bakar.
Kapalı Çarşı ve Ulu Cami’den Uzun Çarşı’ya gidilir,
Çarşıda, yöreye ait el sanatları durmadan icra edilir.
Yemek kültürünü Osmanlı, Selçuklu mutfağından alır,
Yemeklerini tadanların, tadı damaklarında süresiz kalır.
Mutfağında yüzlerce farklı yöresel lezzeti barındırır,
Çemenini yedi mi gribin kafasını, süresiz bulandırır.
İnsanları birbirlerini candan, gönülden hep severler,
Misafirlerini, el üstünde tutup saygıyla hep överler.
Şehri bir kez ziyaret eden bir daha ziyaret etmek ister,
Şehrin ziyaretine daldıkça tarihin derinliklerine gider.
Gelin kardeşlerim! Bir olalım, ten olalım, can olalım,
Elbistan’ın tarihi dokusuna, bir çakıl taşı da biz olalım…
13.01.2021
Yozgat
Dost kalemlerden
ŞİİR’e ve ŞAİR’e -3
Ziyaretim dosta vefa
Sen Şairi kutluyorum
Rahat yaşa sürüp sefa
Ben Şairi kutluyorum
Selâm verip girdim söze
Sahih hisler düşmüş öze
Kalem çekmiş vurgu göze
Can Şairi kutluyorum
Ne güzel tok Şiir ama
Serçe olup kondum cama
Düşürmesin Rabbim gama
Han Şairi kutluyorum
Türkiye’dir bizim Ülke
Seksen bir il dolu ilçe
Anlat bana Köyün külçe
Kan Şairi kutluyorum
Yüreğimiz aynı bizim
Cümle hece yazı çizim
Mustafa Kemal’dir izim
Gen Şairi kutluyorum
Yaradan var kulu bizi
Kötüler var dizi dizi
İyinliğin geçmez izi
Şan Şairi kutluyorum
Şükür ile zihni toksa
İçinde hiç haset yoksa
Merhamet’le şefkât çoksa
Yün Şairi kutluyorum
Aşk şarabın iç fark etmez
Doğruyu kul geç fark etmez
Bayan Erkek hiç fark etmez
Dön Şairi kutluyorum
Edebiyat kolum benim
Yunus Emre solum benim
Mevlâna’dır dolum benim
Yen Şairi kutluyorum
Gönül torbam naif kalem
Verme Mevlâm cana elem
Dost düşman kim bende bilem
Yön Şairi kutluyorum
Bekliyorum çay içmeye
Ekliyorum pay biçmeye
Doğru kalır his geçmeye
Tan Şairi kutluyorum
Resul yazdı Allah için
Bu kalemi vermiş niçin?
Lisanı Aşk olan seçin
Çan Şairi kutluyorum
.......13.02.2021
Resul Civcik
Kavuşmak son bahar ayrılık sa yaz
yaz Elbistan bunu bir kenara yaz
Bir gün gelir belki birleşir yollar
Hoşça kal şardağı elveda ceyhan
tahmini haziran 1989
Türkü Diyarı