2
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
682
Okunma

Yalandır derler dünya için
Yaşaması güç olan
Bazen de ilk bahar olur
Yeşile bezenir,çeşit çeşit çiçekler
Kimi zaman
Rüzgarın savuracağı kadar hafif olursun
Götürür seni dönüşü olmayan bilinmezliklere
Bu bir feryat dersin kendi kendine
Ama her defasında kendin duyarsın
Bu olumsuzluklardan arınmak için
Sabah kalkar
Huzur içinde türküler, şarkılar söylersin
Haykırırsın sesini avazın çıktığı kadar
Karşında duran bozkır dağın eteklerine
Kimi zaman kara kaleminden
Tane tane mutluluk dökülür
Uykusuz gözlerle bozkırlara bakıp
Yüreğine çeşit çeşit renkle nakış nakış işlersin
Güneşin rengiyle sevgini
Umudun mavisiyle süsler
Rüzgarlara bakıp bakıp
Sevinç pırıltılarını serpersin gözlerinden…
Bakir,doğası kirletilmemiş
Yalanın, dolanın uğramadığı bir yer ararsın
Yüreğinde ki sevgiyi
Çiçeklerin renkleriyle bezersin…
Evrenin sevgilisi
Nisan yağmurlarının aşkı
Masumluğun sultanı olursun…
Bir veda busesi
Değdimi narin kirpiklerine
Uyanıverirsin tüm düşlerden
Meltem rüzgarları inzivaya çekildiğinde
Baharın rengi sarar ince belini
Teninde dans eder sevdanın bir eli
Suların üzerine vuran güneş ışıkları
Gün ağarmadan kalkar
Çiçeklerle koklaşır
Laleleri okşarsın bozkır eteklerinde
Güneşe gülümseyerek mutlu bir şekilde
Mutluluğun peşinde dolaşır durursun...
Her seher vakti uyandığında
Bereket tohumları ekersin
Bozkır dağların doruklarına
Görünce seni,yeşeren çiçekler halaya durur
Beklemediğin bir anda
Karşına genç bir adam çıkar
Şiirler okur ay ışığında sana
Gözlerine bakarak şarkılar söyler
Bozkırın eteklerinde sık sık buluşursun..
Sevdalanır,aşkına yenik düşer
Bırakırsın kendini kollarına genç adamın
Düşünmeden, başlarsın
Rüyalarda, masallarda yaşamaya...
Gece gündüz aşkının hayaliyle yaşarsın
Yeryüzüyle, gökyüzünün sevdası gibi
Suyla, çiçeğin aşkı gibi
Masum ve temiz
Her şey mavilere bürünür
Pembe düşlerden uyandığında
Canından bir parça eksilmiş gibi olur
Uğruna her şeyi göze aldığın
Canın gibi sevip bağlandığın adam
Bir anda yüreğinden çıkar gider
Kendisini unutmanı ister
Oysa ki aynı adam
El ele tutuştuğun anlarda
’’Sen dünyanın en güzel varlığısın’’
’’Seni ölümüne seviyorum”diye
Mavi gözlerinin içine bakarak
Övgüler düşer dudaklarından
Belki de, ilk kez ağlarsın sevda uğruna
Mavi gözlerden pınarlar akar
Gözlerin o gün ilk kez üzgün bakar bozkırlara..
Döner umuduyla uçan kuştan
Esen yelden haber beklersin
Kalırsın yalnızlığın zirvesinde
Dalgın dalgın bakarsın bir boşluğa
Huzurun ile beraber mutluluğun
Paramparça olur bir anda
Haykırırsın içindeki ateşi bozkırlara
Solmuş bir hazan yaprağı gibi düşersin
İçin kanar her baktığında bozkırın eteklerine
Yaşanmışlıklar vardır orada
Mavi gözlerinden akan damlalar
Süzülerek nehir suyuna karışır...
Kanadı kırılmış yavru bir kuş gibi
Uçmak istersin masmavi gökyüzüne
Ama uçamaz,düşersin olduğu yere...
İçinde ki fırtına
Uzaklara fırlatır duygularını
Geride yıkık bir aşk
Karanlık gecelere asılı
Birkaç tebessüm kalır yalnızca
Biter umutların günden güne
Okyanuslar dökülür her ağladığında gözünden
Abislerinde kaybolur umutların
Yalan dünyanın
Yalan sevdası düşer yüreğine
Tan kızıllığı bozkırlara vurduğunda
Ayrılık şarkısını söyler dudakların
Ölmek istemiş bazen
Yalanların,sahtekarların
Acıların var olduğu bir dünyada
Artık yaşamak istemezsin..
Çiçekler ile konuşursun
Üzüntülerini haykırırsın dağlara…
Bir tek laleler boyun büker durumuna
Suskunluğunda saklarlar sırlarını
Bu yüzdendir ki
Bütün lalelerin boynu büküktür…
Suskun ve asil dururlar…
Çiçekler kokusunu yitirir
Bozkırlar kötülüklere esir düşer...
Kayalar ağlamaya başlar her gece...
Ay ve yıldızlar doğmaz bir daha
Her gece rüzgar eser çığlık çığlığa
Sevginin,masumluğun timsali olarak
Hala onun sevgisi vardır kalbinde
Herkes yok olur bir anda
Yalan olur, masal olur
Dünya döndükçe de var olan
Unutamadığın bir sızı kalır
Yıllar yılı,içinden atamadığın
Yns
5.0
100% (5)