7
Yorum
27
Beğeni
5,0
Puan
653
Okunma
ağzımdaki ateşin uçurduğu kuş
rüzgar altında..
birkaç kişi
karanlığın bahsettiği.
s/üzgün ışığın duasında
ruhuma sevda esriği tenleşen tonlar
sis ipeğinde uykuya yatmış
masal eğilimi uçurum avuçlarım/
avuçlarım ki gülüşlerin dalga ezikliği
belki bir dağın ağır tedirginliği
-vakit yok kaybolmaya göğsü parçalanırken gecenin-
nerede perdeler
hüzünden mevsim üşütürken ikindileri.
nüfus eden boşluğun ağlak uzaklığı
dalgınlığı odalara bağıran sarı saklı sokak
İyice çukurlaşan şehrin yüzünde
tıka basa izler mevsim kırığı..
kendime söylenmiş cümleleri geçerken duvarlar
bilhassa yaşına değerken aşkın
dün selamlarında unuttum bıraktığım sesleri
Ki,
dilime dökülemeyen kaç sonbahar içimdeki kimsesizlik..
otursanız gürültüsüne cemre olur an
bitmez hayattan çocukluğum
susan ölümlere dayamayın
kulağınızı..
-ardım sıra kırılabilir kuşlar-
yalnızlık denilen çoğullukta mümkün mü takvim koparmak
kaç bulanık yıl atlarken
ay’ın gözyaşından denize indi saatler
eskiyen yanlarıma olasılık ekledi
seyre dalan parçalar
kır yaralarla dünyada..
sisin gölgeli ellerinde buğu demi
Bu benim başıma uzananlar
...
5.0
100% (11)