0
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
607
Okunma

Yalnız ayağa kalkmaktan
Yorulmuş kadehlerin kaş çatışlarıdır
Yüzüme yüzüme vuran…
Ulan sanki bilmiyormuş gibi
Hasret hançerinin kahkahasını
Ciğerimin dört duvarında…
Kanar durur taze bebe gıdısı gibi
Kabuk tutmuş yaralar…
Usulca seslenirim gönül ağrıma…
Derman istemem…
Tuzum nerde…
Şu köşede..
Hani şu karanlık…
Ayağının biri kırılmış masa var ya
Üstüne binbir türlü yazılar yazılan
Hep kahır yine kahır diyen
Sonra başlayan şarkılar…
Kimi hüzzüm kimi rast
Nihavent… Segâh…
Yarım yarım kalmış dilimin bir köşesinde
Yarım yarım ulan işte…
Sonrasında bir türkü…
“Değmen benim gamlı yaslı gönlüme”
He işte aynen öyle…
Getir be garson getir işte
Çöl yangını kadehim…
Buzum nerde…
Öyle işte..
Canın sağolsun derler
Hayat devam ediyor derler
Güçlüsün derler…
Niye… Neden.. Kime göre can…
Yarına kalmış şiirlerin günahını
Yarım kalmış dansların ahını
Yarım kalmışlığın kahrını
Hangi kervana katsam
Hangi katara yük etsem…
Diz çökmekten yorulur oldum artık
Ya bugün ya yarın diyerek…
Ötesi.. Ötesi berisi bu işte
Burada işte…
Beklemeyi bırakalı çok oldu
Çoklar oldu…
Vuslat..
Ey kara gözlü dilber,
Çağır artık
Aç kollarını
Tut ellerimden
Nereye kadarsa oraya kadar
Çalsın sevda nağmesi
Dudaklarında..
Dudaklarımda..
Sazım nerde…
Bırak ki mevsimleri
İlkbaharım tutuklu takvimlerde
Nasıl da sever gibi yapar o nankör
Hazan… Nasılda gülümser kış…
Yüzüme vura vura
Gördün mü? Boş ulan elin…
Ne tutan ver ne uzanan
Gördün mü?
Görmedim be.. . Görmedim be dostum
O kadar mı? Bitti mi?
Söyle işte…
Yazım nerde…
Ali ALTINLI – 03.12.2020
Saat: 23:20
5.0
100% (1)