Kuş yuvalarına bakınca buruk yanım acıyor annem.
Bir güle uzanırken aklımda yine sen.
Bir sabah sana geleceğim anne
Çocukların ve çiçeklerin ellerinden tutarak
Bir açıklaması vardır elbet nasıl öldüğümün.
Yüreğimin suntasını baltalasın şimdi yokluğun
Bir sabah anne
Bir sabah
Umudumu keserle yontacak zaman
Bıçağın ağzında kesilecek gülüşlerim
Ellerim kanayacak
Acıyacak omuzlarım
Bir sabah ölürken anne
Çocukların gözyaşlarında bir çiçek gibi ben.
Yeşerecek
Memleket ve aşk şiirlerim yeniden.

Elleri hırsla sapan tutanlar anlamayacak beni anne.
Bir umut yeşil ışık yakmayacak belki
Neden öldüğümü kimse anlamayacak anne
Yazık ki ablamın gözyaşlarında yeşereceğim.

Unutulacak
Unutulacak anne
Barutun güzelliği ile sabahları yakılan kibrit
Sobanın üstünde gümün kaynama sesi
Altında yatan miskin kediyi
Her sabah altı’da kalkan annelerin yorgunluğu.
Taze bir çörek buğusu gibi annemin elleri

Kolonları filiz veren bir demirci gibi ben.
Küçümsenecek elbet anne
Suriyeli arkadaşlarım ve kazma kürek tutan ellerim.
Burası neresi?
Herkes biraz şerefsiz biraz kahpece
Değil mi?

Ölmek ne güzel anne
Bir sabah ölürken anne
Kırışacak elbet gözlerim
Her açıkta vuracak beni dünya
Örselenecek ellerim
Bir sabah anne
Bir sabah
Gül kokular süren benim güzel annem.
Ellerimde çiçekler ve çocuklar
Bir sabah...

Ömer Altıntaş