2
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
1005
Okunma

Yaralı dallarımı meçhul bir yel kurutmuş
Cesaretimi kıran gözü yaşlı bulutmuş
Senden savrulup gelen mevsimini unutmuş
Kaç rüzgar işitmeli, fırtına biçmeliyim,
Bu uğurda daha kaç, nefes tüketmeliyim..
Kendimi boş umudun boş kollarına sarıp
Söyle ne yapmalı ki sevdana yetmeliyim
Gönlümün yarasına hayalinle harç karıp
Kaç sokak yürümeli, kaç yol eskitmeliyim,
Bu uğurda daha kaç, nefes tüketmeliyim..
Göktemi ki erişmek imkansız suretine
Değer mi dersin ruhum amansız hasretine
Bin asır pahayı biç ister esaretine
Kaç arşı incitmeli, kaç perde geçmeliyim,
Bu uğurda daha kaç, nefes tüketmeliyim..
Alsan beni yanına gece gibi uzanıp
Ağır ağır gökteki yıldızları kuşanıp
Yorgun bakışlarımla yağmur gibi boşanıp
Kaç denizi içmeli, kaç kez fethetmeliyim,
Bu uğurda daha kaç, nefes tüketmeliyim..
Şu süngüsünden çıkmış gözlerim boş bir perde
Sen görünsün razıyım düşsün gönlüm her derde
Kar beyazım bulanık olacak çok seferde
Kaç renge bürünmeli, kaç kez değişmeliyim,
Bu uğurda daha kaç, nefes tüketmeliyim..
Kutsal bir bekleyişe adanmış tüm benliğim
Sana emanet olmuş dağ gibi içtenliğim
Kıldan ince kılıçtan keskin kopmaz ipliğim
Kaç düğümü çözmeli, kaç kez köreltmeliyim,
Bu uğurda daha kaç, nefes tüketmeliyim.
Mihran..