(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Hiç at’a bindin mi hafız Belki çocukluğumda çok küçüktüm Uçan araba nerede kaldı derviş Peki ya, nasıl resetleyeğiz bu çağı Bu devirde çalışmak neden var yoldaşım ülküdaşım İnsanların tarih boyunca birbirine girdiği bu hırs kimin Kimden emanet lan bize bu kötülük kimden Buyur burdan yak, markası ne ki bunun Benimkinin daha pis koktuğu söyleniyor Duman duman dumanlıyoruz Külümüz biriktikçe çöpe döküyoruz küllüğü Bizim sözcüklerimiz hep öylesine be göktaş Göktaş ne be. Gökten gelmedik mi hafız Baksana şu yıldızlara sen ordan ben burdan Şu karanlığa bak hafız Işık ışık sanki ahtapotun kolları **
Şiir de güzeldi şarkı da çok güzeldi dostum.. Saygılarımla.
Öylesine kalmasın sözlerimiz, sözler içinde "er"ler barındırır... At binilir elbet bende bindim çok zaman önce ama daha ötesinde isterdim Nazım'ın övgüsündeki gibi atlılardan bir "er "olmayı..
Öylesine kalmasın sözlerimiz, sözler içinde "er"ler barındırır... At binilir elbet bende bindim çok zaman önce ama daha ötesinde isterdim Nazım'ın övgüsündeki gibi atlılardan bir "er "olmayı..
Madem ki ustalar dile geldi sayfada önce onları anmak lazım.
Nazım Hikmet benim öğretmenimdir. Şiiri ve hayatı, kurtuluş savaşının destansı yanını, başka hayatların nasıl olduğunu öğrenmişimdir kendisinden.
Mesela benim paylaştığım Mağlup Doğanlar Ansiklopedisi isimli şiir serim onun Memleketimden İnsan Manzaraları kitabından ilham alır.
Özetle O benim için, beni saklayan salkım söğüttür.
Genco Erkal ile ilgili olarak qklıma ilk gelen ise (hatta kendisini ilk defa görmeme, hayran kalmama neden olan) Seksenlerin sonlarına doğru TRT de yayınlanan Keşanlı Ali Destanı müzikal dizisidir. Tabi o dizide daha ne çok sanatçı tanıdım. Şimdi ilk aklıma gelen Gülriz Sururi ve Engin Cezzar'dır.
Bir de Nazım Hikmet'in şiirlerinin sesi olması...
Hele ki üstadın en sevdiğim şiirlerinden olan Taranta Babu"ya Beşinci Mektup şiirindeki
Yaşamak ne güzel şey TARANTA-BABU yaşamak ne güzel şey… Anlayarak bir usta kitap gibi bir sevda şarkısı gibi duyup bir çocuk gibi şaşarak YAŞAMAK... Yaşamak: birer birer ve hep beraber ipekli bir kumaş dokur gibi... Hep bir ağızdan sevinçli bir destan okur gibi YAŞAMAK...
Bölümünü okuyuşundaki coşku bana çok büyük keyif verir. Hatta şiirim orjinalinde olmamasına rağmen araya kattığı " he he heyyy Taranta Babu" seslenişi koparır beni... Bu şiiri ilk okuduğumda beni çok etkilemişti. O kadar etkiledi ki yıllar sonra o Mektup serisinden etkilenip Menekşe Hanım Palas diye şiir yazmıştım. Bu saydığım şiirler profilimde var. Belki bir gün okursun.
Gelelim senin şiirine:
Bilinen ve yaygın olarak kabul edilen tanımıyla şiir: "Az sözle çok şey anlatma sanatı" ise senin çalışman da bu bağlamda başlı başına etkili ve gerçek bir şiir bana göre...
Anadolu'nun çağlar boyu süren anlı şanlı tarihini yazan; üstünde gezdikçe toynakları ile toprağı perçin gibi güçlendiren o atlar ve üstündeki yiğitlerdir. Nazım Hikmet'in şiirindeki rüzgar kanatlı atlardır onlar. O rüzgar getirmiştir bizi bugünlere...
O atlardır bizim başımızın dik durmasını sağlayan.
O atlar ki en az üstündeki yiğit erkek ve kadınlar kadar aşkla yaşarlar...
Ne şiir yazmışsın kardeşim ya hu. Yazdıkça yazmışım akıntısına kapılıp.
Gönlün de kalemin de aşksız kalmasın...
Sevgilerimle...
Erkan Cem Arslan tarafından 10/29/2020 1:03:17 AM zamanında düzenlenmiştir.
Erkan Cem Arslan tarafından 10/29/2020 1:04:28 AM zamanında düzenlenmiştir.
Galiba düştük Düşmedin Dünyevi Çamura bulandın boydan boya Düştüğümüzde yanımızda olmayanları da Kalktığımızda omzumuza alacağız Ve yere çalacağız Tanrıyı
Ne peygamberiz aslında ne de nemrut Gökleri oklamak da bir, göklerde melek görmek de Bu devirde insan olmanın ölçüsü değil bunlar azizim Bu devirde insanlık ve inanç bu değil
Görene her şiirde bir cehennem Çoğu şiirde de bir cennet var Lakin masum değiliz hiçbirimiz bir çocuk kadar Devletimizin şaftı kaymış olabilir Karanlık çökmüş olabilir ya Yüz yıl önce de böyleydi Anadolu İstanbul saraylarında nice planlar yapılıyor Gazetelerin çoğu uyutuyordu milleti ve televizyonların İnternette şimdi de… Nice tecavüzler oluyordu dağ köylerinde Duyan var mıydı Nice süngüler giriyordu kadınların göğsüne Gören kimdi Nice bebekler süngülere takılıyordu belki de Cinnet geçiren hangi anaydı hangi baba Yakılıyordu her yer, ırz, namus, vatan, bayrak… Yanıyordu delikanlıların yüreği cehennem gibi Ve cehennemi de söndürdü Türkün bağrı Ve hala söndürmeye çalışıyor işte. Girenin ve zulmün düşmandan farkı yok görene…
Dolar on olmuş ne çıkar Çiftçi bir taraftan İşçi bir taraftan Khk’lılar bir taraftan Eyt’liler bir taraftan Korona her yandan Hukuksuzluk zulüm yılan gibi çiyan gibi Kuru ot gibi yakalanmış millet Yakalanmış olsun ejderha ateşine Görmesinler ekmeksiz kalanları Duymasınlar bir deri kemik ölmeyi bekleyenleri İşkenceleri kapatsınlar din diye devlet diye Allah diye Üstüne bir de küfretsinler yedi kuşak… Doğacak elbet Düşecek gökten yine o ışık Belki gerçek belki efsane Lakin bu sefer gerçekten çıkılacak Ergenekondan. Bu çağ Türk’ün çağı olmazsa Lanet olsun her hücremize!
Gözünü kapat arkadaşım Sen de başını çevir lütfen Sen namaza sen de diskoya sen de misafirliğe komşuya Çocuklar okula işçiler memurlar köleliğe Torpil sahipleri torpile devam Talimat sahipleri hukuğa tecavüz etmeye Hayde… Gökdelen sahipleri manşetini atsın lütfen Haini bitmez bu toprakların diye Yiğidi de bitmez diye haykırmadıkça şairler Daha kaç milyon ananın göz yaşı duası iç geçirişi Boşlukta mandallansın öylesine
2
Görene farkı yok ya, yüz yıl önceyle şimdinin Belki de farkı olmayacak, yüz yıl sonrayla şimdinin İnsanlık her döngüde bir dip görür millet millet Bir ulusun etleri lime lime edilir sansarlar tarafından Dünya tarihi hep böyle Lakin bu sefer öyle olmayacak İnanıyorsan olmayacak İnsanlığa güven, Türklüğe sarıl
Sev kardeşim sev Oyununa gelme madrabazların Lakin desem de sen yine devam Ben de devam işte… Sen silahla geleceksin karşıma Ben delik deşik olmuş gövdemle Sen çıldıracaksın tükendikçe kurşunların Ben dirileceğim yeniden
3
Ve unutmasın bu şiiri okuyan herkeszzz Tanrı’yı veya Allah’ı Kaybettiğinizde Yok ettiğinizde bulacaksınız insanlığı Tefekkür denileni düşünce denileni iman denileni Gözlerinizle gördüğünüzü insan gibi göreceksiniz Duyacaksınız karşınızdakini Kıracaksınız mecazen kendi kemiklerinizi Ve sonra işte, belki; Atatürk olabileceksiniz
Rahatsız etmeye geldim Huzursuz etmeye Bitmeyen dertlerinize bir dert de ben eklemeye geldim Haddimce… Kimine bir virüs kimine bir gökyüzü Sizler benim ciğerimi yakacaksınız Ben de sizin Böyle böyle büyür mü insanlık Savrulsun küllerimiz Essin o deli rüzgarlar kopsun tufanlar Vursun derinden depremler Patlasın volkanlar
4
Koç başı gibi kalbinizdeyim Dan dan bam bam vuruyorum Elinizi koyun göğsünüze ben varım Çünkü ben seni dinliyorum içimde Yırtıp çıkmak için atıyorum göğsünde Hür bırakmak için insanlığınızı Sesleniyorum, inanın öylesine… Koca arıyorsan kuyruk salla Oynaş arıyorsan nara sal höykürüver ötekine Evdeş arayanlara söz söylemek kimin haddine. Şair arıyorsan sal’la gitsin deryaya
İnsan çok eksik olunca diyor böyle Çok aksi olunca ve yok olunca Eksik olma aksi olma hep ol insanlığım. Galiba düştük Düşmedin Dünyevi Çamura bulandın boydan boya Esir düştün öz kardeşine! … Efendiler, Cumhuriyeti yıktılar! **
abi yalnızlık fırtınaları 1-2 , delikli kafes, dijital hiyeroglif (elden geçmesi lazım), şathiyeler nefesler yeterince oldu... 100e kadar çıkar kalbursuz sadece bir elek daha ister işte heceler...
10-15 tane de serbestim çıkar belki...
sitenin teknik alt yapısı çok eksik keşke elimde olsa düzeltsem:)) ne diyorduk, yine ben diyorum di mi??
şairler tıkandı abi, zaten bu konuda hemfikiriz, bir çok dost eski şiirleri ekliyor.. üretim durdu..
ahmet abi felsefesini tutu, kaptı yeikunun yani dünyeviye güzellik olsun demiyorsa...:)) sevda yönünü taşır sanırım...
şiiri zenginleştirenler; coğrafya, tarih (çok yalan çıktı), yakarış ve umutlar değil mi..
son şiirine bak... hangisi yok bunların? resmen trene bindim...
ne diyorduk...
saygı sağlık ve huzurla abim..
birbirimize öğüt vermeyi bırakıp o şiiri kendimizin gibi okuyabilirsek işte.. bir a harfini de görürüz, ve belki deriz dünyeviye şurada virgülün eksik diye..
en harika şiirleri de beğenmeyen beğenmez... yoksa niye uğraşıp dursun insanlar birbirleri ile..
öyle dermiş ya üstadlar, uğraştım, düşümdüm durdum; buraya nokta mı koysam koymasam mı diye 6 ay 1 yıl.
kimi dostlar kızıyor, şiirlerin altına alakasız gidince, lakin benim aradığım alakasız gidince güzel olacak bir kaç dostun dostluğu...
benim kendimi ezdiğim kadar birini gösterin bu sitede kendini paspas eden..
bugün ikinci paket abi dün gece bu saatlerden beri.. sabaha çıkmaz ... lakin dediğin gibi hep bir şey eksik bende bir şey aksi be abi.. haddimize değil ama öyle güzel anlamış olmalıyız dilimize doladığımız bir çok üstadın çektiğini...
vallah neler diyorum bilmiyorum abim, sürçi lisana da giriyor muyum.. yok ben kendi kendime konuşuyorum işte...
şiir de şair de öyle demir örs çekiç gibi..
şiirin devamı ve bitti belki de :))
*** II Ve unutmasın bu şiiri okuyan herkeszzz Tanrı’yı veya Allah’ı Kaybettiğinizde Yok ettiğinizde bulacaksınız insanlığı. Tefekkür denileni düşünce denileni Gözlerinizle gördüğünüzü insan gibi göreceksiniz Duyacaksınız karşınızdakini Kıracaksınız mecazen kendi kemiklerinizi Ve sonra işte, belki; Atatürk olabileceksiniz
Rahatsız etmeye geldim Huzursuz etmeye Bitmeyen dertlerinize bir dert de ben eklemeye geldim Haddimce… Kimine bir virüs kimine bir gökyüzü Sizler benim ciğerimi yakacaksınız Ben de sizin Böyle böyle büyür mü insanlık Savrulsun küllerimiz Essin o deli rüzgarlar yeni çağdan
Koç başı gibi kalbinizdeyim Dan dan bam bam vuruyorum Atlılar gibi koşuyorum damarlarınızda Zihninizde akıp giden o ırmak benim Deryanıza koşan aldırmadan Başını vura vura ciğerlerinize İçinize çektiğiniz o hava benim Elinizi koyun göğsünüze ben varım Çünkü ben seni dinliyorum içimde Yırtıp çıkmak için atıyorum içinizde Hür bırakmak için insanlığınızı
İnsan çok eksik olunca diyor işte Çok aksi olunca ve yok olunca Eksik olma aksi olma hep ol insanlığım. Galiba düştük Düşmedin Dünyevi Çamura bulandın boydan boya **
Ekrem yalnız ben kolay kolay gıdıklanmam. Onu söyleyeyim.
Ayrıca Sahir' e gerek yok sen bile devirirsin beni😁 Sıkıyorsa teker teker gelin uleeeeynnn😁😁😁
Aslında hepimiz belli konularda şiirler yazıyoruz. Öyle her konuda şiir yazdığımız yok. Kısmen yaklaşımlar ve genel olarak da ifade ediş şekli farklı oluyor. Yalnız senin durumun farklı. Senin baktığın çerçeve hep aynı. Dene kardeşim. Bak inan kendini keşfedecek ve daha üretken olacaksın. Gerçi üretme konusunda maşallahın var ama olsun. Dene ya hu ne kaybedersin. Paylaşma. Kendi kendine yaz. Ama dene diyorum sadece...
niye sileceksin abi.. benim gördüklerimi sen dile getiriyorsun, silmene gerek yok, lütfen ...
insanın içinde ne varsa osızar abi.. öyle derlerdi atalar, sarı öküzüm yattı kalkmaz, kara öküzüm gitti gelmez.. öyleyim, yeni bir ateş nerede ne zaman yanar bilmem..
lakin şu var devamlı okuyunca tıkandığı yeri görür insanlar insanın... bir kaç üstad bir kaç usta dost... devamlı takibimde kendim gibi... hayat biraz da böyle değil mi abi, insanlar bir yol tutturmuş gidiyor, buram buram yananı ayrı, buram buram tüteni ayrı, rüzgar esiyor işte... önemli olan dağılmamak masayı devirmemek bir dönem sen dönersin okeye bir dönem sahir ben o bu şu canlar:))
çocukluk diyorlar, o çocuğu kaybetmemek için savaşım.. çocuk gönüller vermez mi haberi abi, büyümek istemiyorum, o hep haylaz kalsın, yaramaz içimde.. lakin bir şekilde büyütüyorlar belki... lbüyüten hayatın verdiği bin bir ışık karanlık yazı görsel ses...
her telden çalmak lazım şiir denince.. ben yapamam sevmiyorum olur mu... birbirimizin eksiği nerede, kim neresini biliyor, bir araya gelip kitap kalem üzerinde ah bir çalışabilsek 2 saat... :)) dedim ya, hani çocuklar karakucak girişirz birbirine ... öyle abi seni büyüksün, çocuk gibi yere serip gıdıklamaktan kıramp girdirmeli senin boyun yanak kaslarına..:))
çok eksik olunca insan der işte, eksik olma diye :)) eksik olmayın sizler penceremden..
Ekrem, şiir çok güzel. Hatta bir çok şiirinden bile güzel. Kusura bakma biraz ayıp oldu tabi bu ifade ama böyle...
Ama ben çok merak ediyorum. Acaba senden; içinde tanrı geçmeyen veya dini yaklaşımını ima etmeyen, Y kuşağını kapsamayan, biraz daha esnek, mesela salt aşk, sevgi, hayat gibi konularda şiir okuyacak mıyım? Çok samimiyim ve gerçekten de merak ediyorum.
Artık çok bu moddan. Bak göreceksin harika şiirler yazacaksın. Yazdıkların kötü demiyorum. Ama tıkanıyorsun artık.
Bir kısır döngü içindesin ve bu döngüden de dediğim gibi şiirlerle çıkabilirsin bence. Okuyucuların da sıkılmış olabilir. Ki çoğu öyledir. Fark ettiysen ben pek yorum yapmıyorum sana. Çünkü hep aynı yorumu yapacakmışım gibi geliyor.
Lütfen yanlış anlama. Bu eleştiri değil. Sana katkı sağlayacağını düşündüğüm bir bakış açısı sadece.
Yorumun birinci paragrafı hariç bu yazdıklarımı birazdan sileceğim. Umarım okumuş ve beni yanlış anlamamış olursun.
kaç defa tartıştık :)) aştık bazı şeyleri.. ne kasması abim.. beytileri götürün bir an evvel.. bir de öyle bakın birbirinize:)) ben yine atlarım üstünüze buradan kedi gibi:))
o mısrayı biliyorum sahirim.. biliyorum.. sen demedin mi rahatsız etmeye geldim:)) ciğerini yakacağım senin ciğerini... o kokuyu alacağım duyacağım mısralarında hece hece sonra... :)) yanıp kül olunca savrulacağız işte birlikte umarım...
erkan abi çalıştır vantilatörü dağılsın duman, ne burası böyle ya hu..
Sahir kardeşim, çok teşekkür ediyorum ama beni gözünde fazla büyütme lutfen. Düşündüğün kadar dolu biri değilim. Gerçekten de böyle ve inan buna.
Kaldı ki bu yorumları ben yazmıyorum. Sen yazdırıyorsun bana. Sen ve senden damla damla süzülüp bana hitap eden ve gönlüme dokunan şiirlerin. Hepsi bu...
Bir şey daha var, sizlerle sohbet ederken çok rahatım, kalmıyorum kendimi. Sanırım bunun da etkisi var.
İtiraf edeyim okuduğum hiç bir şiirin bu kadar etkilememişti beni... Gömülü tabut ve delikli kafes belki ama bu çok başka olmuş tek sindiremediğim kısmını tahmin edersin ama kalanını ayakta alkışlarım... Harika olmuş be nesildaşım,
Şiir olsun isterim abim, şiiri yazanın gölgesine sığınır kelimelerim; Nazım ne güzel yazmış ilhamım olsun dilerim... Ne mutlu sana ve ne çok gıpta ediyorum sana tanıdıkça ve okudukça.. Belki bir gün değil abi hemen her fırsatta geliyorum sayfana, okudukça ilhamlar ah o işte atlılar gibi ufkumuzu açarlar... Ustalar, sözleriyle ve dilleriyle en güzeli dik ve onurlu duruşları ile ilhamlar... Ufkumu açan abim Sevgilerimle hep hürmetle
olmuş mu bakin bakem ** Galiba düştük Düşmedin dünyevi Çamura bulandın boydan boya Düştüğümüzde yanımızda olmayanları da Kalktığımızda omzumuza alacağız Ve yere çalacağız Tanrıyı
Ne peygamberiz aslında ne de nemrut Gökleri oklamak da bir, göklerde melek görmek de Bu devirde insan olmanın ölçüsü değil bunlar azizim Bu devirde insanlık ve inanç bu değil
Görene her şiirde bir cehennem Çoğu şiirde de bir cennet var Lakin masum değiliz hiç birimiz bir çocuk kadar Devletimizin şaftı kaymış olabilir Karanlık çökmüş olabilir ya Yüz yıl önce de böyleydi Anadolu İstanbul saraylarında nice planlar yapılıyor Gazetelerin çoğu uyutuyordu milleti televizyonların Nice tecavüzler oluyordu dağ köylerinde Duyan var mıydı Nice süngüler giriyordu kadınların göğsüne Gören kimdi Nice bebekler süngülere takılıyordu belki de Cinnet geçiren hangi anaydı hangi baba Yakılıyordu her yer, ırz, namus, vatan, bayrak… Yanıyordu delikanlıların yüreği cehennem gibi Ve cehennemi de söndürdü Türkün bağrı Ve hala söndürmeye çalışıyor işte.
Dolar on olmuş ne çıkar Çiftçi bir taraftan İşçi bir taraftan Khk’lılar bir taraftan Eyt’liler bir taraftan Korona her yandan Hukuksuzluk zulüm yılan gibi çiyan gibi Kuru ot gibi yakanlanmış millet Yakalanmış olsun ejderha ateşine Doğacak elbet Düşecek gökten yine o ışık Belki gerçek belki efsane Lakin bu sefer gerçekten çıkacağız Ergenekondan.
Görene farkı yok ya yüz yıl önceyle şimdinin Belki de farkı olmayacak yüz yıl sonrayla şimdinin İnsanlık her döngüde bir dip görür millet millet Bir ulusun etleri lime lime edilir sansarlar tarafından Dünya tarihi hep böyle Lakin bu sefer öyle olmayacak İnanıyorsan olmayacak İnsanlığa güven, Türklüğe sarıl
Sev kardeşim sev Oyununa gelme madrabazların Lakin desem de sen yine devam Ben de devam işte… Sen silahla geleceksin karşıma Ben delik deşik olmuş gövdemle Sen çıldıracaksın tükendikçe kurşunların Ben dirileceğim yeniden **
Galiba düştük Düşmedin Dünyevi Çamura bulandın boydan boya Düştüğümüzde yanımızda olmayanları da Kalktığımızda omzumuza alacağız Ve yere çalacağız Tanrıyı
Ne peygamberiz aslında ne de nemrut Gökleri oklamak da bir, göklerde melek görmek de Bu devirde insan olmanın ölçüsü değil bunlar azizim Bu devirde insanlık ve inanç bu değil
Görene her şiirde bir cehennem Çoğu şiirde de bir cennet var Lakin masum değiliz hiçbirimiz bir çocuk kadar Devletimizin şaftı kaymış olabilir Karanlık çökmüş olabilir ya Yüz yıl önce de böyleydi Anadolu İstanbul saraylarında nice planlar yapılıyor Gazetelerin çoğu uyutuyordu milleti ve televizyonların İnternette şimdi de… Nice tecavüzler oluyordu dağ köylerinde Duyan var mıydı Nice süngüler giriyordu kadınların göğsüne Gören kimdi Nice bebekler süngülere takılıyordu belki de Cinnet geçiren hangi anaydı hangi baba Yakılıyordu her yer, ırz, namus, vatan, bayrak… Yanıyordu delikanlıların yüreği cehennem gibi Ve cehennemi de söndürdü Türkün bağrı Ve hala söndürmeye çalışıyor işte. Girenin ve zulmün düşmandan farkı yok görene…
Dolar on olmuş ne çıkar Çiftçi bir taraftan İşçi bir taraftan Khk’lılar bir taraftan Eyt’liler bir taraftan Korona her yandan Hukuksuzluk zulüm yılan gibi çiyan gibi Kuru ot gibi yakalanmış millet Yakalanmış olsun ejderha ateşine Görmesinler ekmeksiz kalanları Duymasınlar bir deri kemik ölmeyi bekleyenleri İşkenceleri kapatsınlar din diye devlet diye Allah diye Üstüne bir de küfretsinler yedi kuşak… Doğacak elbet Düşecek gökten yine o ışık Belki gerçek belki efsane Lakin bu sefer gerçekten çıkılacak Ergenekondan. Bu çağ Türk’ün çağı olmazsa Lanet olsun her hücremize!
Gözünü kapat arkadaşım Sen de başını çevir lütfen Sen namaza sen de diskoya sen de misafirliğe komşuya Çocuklar okula işçiler memurlar köleliğe Torpil sahipleri torpile devam Talimat sahipleri hukuğa tecavüz etmeye Hayde… Gökdelen sahipleri manşetini atsın lütfen Haini bitmez bu toprakların diye Yiğidi de bitmez diye haykırmadıkça şairler Daha kaç milyon ananın göz yaşı duası iç geçirişi Boşlukta mandallansın öylesine
2
Görene farkı yok ya, yüz yıl önceyle şimdinin Belki de farkı olmayacak, yüz yıl sonrayla şimdinin İnsanlık her döngüde bir dip görür millet millet Bir ulusun etleri lime lime edilir sansarlar tarafından Dünya tarihi hep böyle Lakin bu sefer öyle olmayacak İnanıyorsan olmayacak İnsanlığa güven, Türklüğe sarıl
Sev kardeşim sev Oyununa gelme madrabazların Lakin desem de sen yine devam Ben de devam işte… Sen silahla geleceksin karşıma Ben delik deşik olmuş gövdemle Sen çıldıracaksın tükendikçe kurşunların Ben dirileceğim yeniden
3
Ve unutmasın bu şiiri okuyan herkeszzz Tanrı’yı veya Allah’ı Kaybettiğinizde Yok ettiğinizde bulacaksınız insanlığı Tefekkür denileni düşünce denileni iman denileni Gözlerinizle gördüğünüzü insan gibi göreceksiniz Duyacaksınız karşınızdakini Kıracaksınız mecazen kendi kemiklerinizi Ve sonra işte, belki; Atatürk olabileceksiniz
Rahatsız etmeye geldim Huzursuz etmeye Bitmeyen dertlerinize bir dert de ben eklemeye geldim Haddimce… Kimine bir virüs kimine bir gökyüzü Sizler benim ciğerimi yakacaksınız Ben de sizin Böyle böyle büyür mü insanlık Savrulsun küllerimiz Essin o deli rüzgarlar kopsun tufanlar Vursun derinden depremler Patlasın volkanlar
4
Koç başı gibi kalbinizdeyim Dan dan bam bam vuruyorum Elinizi koyun göğsünüze ben varım Çünkü ben seni dinliyorum içimde Yırtıp çıkmak için atıyorum göğsünde Hür bırakmak için insanlığınızı Sesleniyorum, inanın öylesine… Koca arıyorsan kuyruk salla Oynaş arıyorsan nara sal höykürüver ötekine Evdeş arayanlara söz söylemek kimin haddine. Şair arıyorsan sal’la gitsin deryaya
İnsan çok eksik olunca diyor böyle Çok aksi olunca ve yok olunca Eksik olma aksi olma hep ol insanlığım. Galiba düştük Düşmedin Dünyevi Çamura bulandın boydan boya Esir düştün öz kardeşine! … Efendiler, Cumhuriyeti yıktılar! **
abi yalnızlık fırtınaları 1-2 , delikli kafes, dijital hiyeroglif (elden geçmesi lazım), şathiyeler nefesler yeterince oldu... 100e kadar çıkar kalbursuz sadece bir elek daha ister işte heceler...
10-15 tane de serbestim çıkar belki...
sitenin teknik alt yapısı çok eksik keşke elimde olsa düzeltsem:)) ne diyorduk, yine ben diyorum di mi??
şairler tıkandı abi, zaten bu konuda hemfikiriz, bir çok dost eski şiirleri ekliyor.. üretim durdu..
ahmet abi felsefesini tutu, kaptı yeikunun yani dünyeviye güzellik olsun demiyorsa...:)) sevda yönünü taşır sanırım...
şiiri zenginleştirenler; coğrafya, tarih (çok yalan çıktı), yakarış ve umutlar değil mi..
son şiirine bak... hangisi yok bunların? resmen trene bindim...
ne diyorduk...
saygı sağlık ve huzurla abim..
birbirimize öğüt vermeyi bırakıp o şiiri kendimizin gibi okuyabilirsek işte.. bir a harfini de görürüz, ve belki deriz dünyeviye şurada virgülün eksik diye..
en harika şiirleri de beğenmeyen beğenmez... yoksa niye uğraşıp dursun insanlar birbirleri ile..
öyle dermiş ya üstadlar, uğraştım, düşümdüm durdum; buraya nokta mı koysam koymasam mı diye 6 ay 1 yıl.
kimi dostlar kızıyor, şiirlerin altına alakasız gidince, lakin benim aradığım alakasız gidince güzel olacak bir kaç dostun dostluğu...
benim kendimi ezdiğim kadar birini gösterin bu sitede kendini paspas eden..
bugün ikinci paket abi dün gece bu saatlerden beri.. sabaha çıkmaz ... lakin dediğin gibi hep bir şey eksik bende bir şey aksi be abi.. haddimize değil ama öyle güzel anlamış olmalıyız dilimize doladığımız bir çok üstadın çektiğini...
vallah neler diyorum bilmiyorum abim, sürçi lisana da giriyor muyum.. yok ben kendi kendime konuşuyorum işte...
şiir de şair de öyle demir örs çekiç gibi..
şiirin devamı ve bitti belki de :))
*** II Ve unutmasın bu şiiri okuyan herkeszzz Tanrı’yı veya Allah’ı Kaybettiğinizde Yok ettiğinizde bulacaksınız insanlığı. Tefekkür denileni düşünce denileni Gözlerinizle gördüğünüzü insan gibi göreceksiniz Duyacaksınız karşınızdakini Kıracaksınız mecazen kendi kemiklerinizi Ve sonra işte, belki; Atatürk olabileceksiniz
Rahatsız etmeye geldim Huzursuz etmeye Bitmeyen dertlerinize bir dert de ben eklemeye geldim Haddimce… Kimine bir virüs kimine bir gökyüzü Sizler benim ciğerimi yakacaksınız Ben de sizin Böyle böyle büyür mü insanlık Savrulsun küllerimiz Essin o deli rüzgarlar yeni çağdan
Koç başı gibi kalbinizdeyim Dan dan bam bam vuruyorum Atlılar gibi koşuyorum damarlarınızda Zihninizde akıp giden o ırmak benim Deryanıza koşan aldırmadan Başını vura vura ciğerlerinize İçinize çektiğiniz o hava benim Elinizi koyun göğsünüze ben varım Çünkü ben seni dinliyorum içimde Yırtıp çıkmak için atıyorum içinizde Hür bırakmak için insanlığınızı
İnsan çok eksik olunca diyor işte Çok aksi olunca ve yok olunca Eksik olma aksi olma hep ol insanlığım. Galiba düştük Düşmedin Dünyevi Çamura bulandın boydan boya **
Ekrem yalnız ben kolay kolay gıdıklanmam. Onu söyleyeyim.
Ayrıca Sahir' e gerek yok sen bile devirirsin beni😁 Sıkıyorsa teker teker gelin uleeeeynnn😁😁😁
Aslında hepimiz belli konularda şiirler yazıyoruz. Öyle her konuda şiir yazdığımız yok. Kısmen yaklaşımlar ve genel olarak da ifade ediş şekli farklı oluyor. Yalnız senin durumun farklı. Senin baktığın çerçeve hep aynı. Dene kardeşim. Bak inan kendini keşfedecek ve daha üretken olacaksın. Gerçi üretme konusunda maşallahın var ama olsun. Dene ya hu ne kaybedersin. Paylaşma. Kendi kendine yaz. Ama dene diyorum sadece...
niye sileceksin abi.. benim gördüklerimi sen dile getiriyorsun, silmene gerek yok, lütfen ...
insanın içinde ne varsa osızar abi.. öyle derlerdi atalar, sarı öküzüm yattı kalkmaz, kara öküzüm gitti gelmez.. öyleyim, yeni bir ateş nerede ne zaman yanar bilmem..
lakin şu var devamlı okuyunca tıkandığı yeri görür insanlar insanın... bir kaç üstad bir kaç usta dost... devamlı takibimde kendim gibi... hayat biraz da böyle değil mi abi, insanlar bir yol tutturmuş gidiyor, buram buram yananı ayrı, buram buram tüteni ayrı, rüzgar esiyor işte... önemli olan dağılmamak masayı devirmemek bir dönem sen dönersin okeye bir dönem sahir ben o bu şu canlar:))
çocukluk diyorlar, o çocuğu kaybetmemek için savaşım.. çocuk gönüller vermez mi haberi abi, büyümek istemiyorum, o hep haylaz kalsın, yaramaz içimde.. lakin bir şekilde büyütüyorlar belki... lbüyüten hayatın verdiği bin bir ışık karanlık yazı görsel ses...
her telden çalmak lazım şiir denince.. ben yapamam sevmiyorum olur mu... birbirimizin eksiği nerede, kim neresini biliyor, bir araya gelip kitap kalem üzerinde ah bir çalışabilsek 2 saat... :)) dedim ya, hani çocuklar karakucak girişirz birbirine ... öyle abi seni büyüksün, çocuk gibi yere serip gıdıklamaktan kıramp girdirmeli senin boyun yanak kaslarına..:))
çok eksik olunca insan der işte, eksik olma diye :)) eksik olmayın sizler penceremden..
Ekrem, şiir çok güzel. Hatta bir çok şiirinden bile güzel. Kusura bakma biraz ayıp oldu tabi bu ifade ama böyle...
Ama ben çok merak ediyorum. Acaba senden; içinde tanrı geçmeyen veya dini yaklaşımını ima etmeyen, Y kuşağını kapsamayan, biraz daha esnek, mesela salt aşk, sevgi, hayat gibi konularda şiir okuyacak mıyım? Çok samimiyim ve gerçekten de merak ediyorum.
Artık çok bu moddan. Bak göreceksin harika şiirler yazacaksın. Yazdıkların kötü demiyorum. Ama tıkanıyorsun artık.
Bir kısır döngü içindesin ve bu döngüden de dediğim gibi şiirlerle çıkabilirsin bence. Okuyucuların da sıkılmış olabilir. Ki çoğu öyledir. Fark ettiysen ben pek yorum yapmıyorum sana. Çünkü hep aynı yorumu yapacakmışım gibi geliyor.
Lütfen yanlış anlama. Bu eleştiri değil. Sana katkı sağlayacağını düşündüğüm bir bakış açısı sadece.
Yorumun birinci paragrafı hariç bu yazdıklarımı birazdan sileceğim. Umarım okumuş ve beni yanlış anlamamış olursun.
kaç defa tartıştık :)) aştık bazı şeyleri.. ne kasması abim.. beytileri götürün bir an evvel.. bir de öyle bakın birbirinize:)) ben yine atlarım üstünüze buradan kedi gibi:))
o mısrayı biliyorum sahirim.. biliyorum.. sen demedin mi rahatsız etmeye geldim:)) ciğerini yakacağım senin ciğerini... o kokuyu alacağım duyacağım mısralarında hece hece sonra... :)) yanıp kül olunca savrulacağız işte birlikte umarım...
erkan abi çalıştır vantilatörü dağılsın duman, ne burası böyle ya hu..
Sahir kardeşim, çok teşekkür ediyorum ama beni gözünde fazla büyütme lutfen. Düşündüğün kadar dolu biri değilim. Gerçekten de böyle ve inan buna.
Kaldı ki bu yorumları ben yazmıyorum. Sen yazdırıyorsun bana. Sen ve senden damla damla süzülüp bana hitap eden ve gönlüme dokunan şiirlerin. Hepsi bu...
Bir şey daha var, sizlerle sohbet ederken çok rahatım, kalmıyorum kendimi. Sanırım bunun da etkisi var.
İtiraf edeyim okuduğum hiç bir şiirin bu kadar etkilememişti beni... Gömülü tabut ve delikli kafes belki ama bu çok başka olmuş tek sindiremediğim kısmını tahmin edersin ama kalanını ayakta alkışlarım... Harika olmuş be nesildaşım,
Şiir olsun isterim abim, şiiri yazanın gölgesine sığınır kelimelerim; Nazım ne güzel yazmış ilhamım olsun dilerim... Ne mutlu sana ve ne çok gıpta ediyorum sana tanıdıkça ve okudukça.. Belki bir gün değil abi hemen her fırsatta geliyorum sayfana, okudukça ilhamlar ah o işte atlılar gibi ufkumuzu açarlar... Ustalar, sözleriyle ve dilleriyle en güzeli dik ve onurlu duruşları ile ilhamlar... Ufkumu açan abim Sevgilerimle hep hürmetle
olmuş mu bakin bakem ** Galiba düştük Düşmedin dünyevi Çamura bulandın boydan boya Düştüğümüzde yanımızda olmayanları da Kalktığımızda omzumuza alacağız Ve yere çalacağız Tanrıyı
Ne peygamberiz aslında ne de nemrut Gökleri oklamak da bir, göklerde melek görmek de Bu devirde insan olmanın ölçüsü değil bunlar azizim Bu devirde insanlık ve inanç bu değil
Görene her şiirde bir cehennem Çoğu şiirde de bir cennet var Lakin masum değiliz hiç birimiz bir çocuk kadar Devletimizin şaftı kaymış olabilir Karanlık çökmüş olabilir ya Yüz yıl önce de böyleydi Anadolu İstanbul saraylarında nice planlar yapılıyor Gazetelerin çoğu uyutuyordu milleti televizyonların Nice tecavüzler oluyordu dağ köylerinde Duyan var mıydı Nice süngüler giriyordu kadınların göğsüne Gören kimdi Nice bebekler süngülere takılıyordu belki de Cinnet geçiren hangi anaydı hangi baba Yakılıyordu her yer, ırz, namus, vatan, bayrak… Yanıyordu delikanlıların yüreği cehennem gibi Ve cehennemi de söndürdü Türkün bağrı Ve hala söndürmeye çalışıyor işte.
Dolar on olmuş ne çıkar Çiftçi bir taraftan İşçi bir taraftan Khk’lılar bir taraftan Eyt’liler bir taraftan Korona her yandan Hukuksuzluk zulüm yılan gibi çiyan gibi Kuru ot gibi yakanlanmış millet Yakalanmış olsun ejderha ateşine Doğacak elbet Düşecek gökten yine o ışık Belki gerçek belki efsane Lakin bu sefer gerçekten çıkacağız Ergenekondan.
Görene farkı yok ya yüz yıl önceyle şimdinin Belki de farkı olmayacak yüz yıl sonrayla şimdinin İnsanlık her döngüde bir dip görür millet millet Bir ulusun etleri lime lime edilir sansarlar tarafından Dünya tarihi hep böyle Lakin bu sefer öyle olmayacak İnanıyorsan olmayacak İnsanlığa güven, Türklüğe sarıl
Sev kardeşim sev Oyununa gelme madrabazların Lakin desem de sen yine devam Ben de devam işte… Sen silahla geleceksin karşıma Ben delik deşik olmuş gövdemle Sen çıldıracaksın tükendikçe kurşunların Ben dirileceğim yeniden **
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.