Hepimizin mutlak gelecekle ilgili hayalleri olmuştur.
Peki kaçınız bu hayalleri gerçekleştirdi?
Ya da onu denemeye cesaret etti?
Bugün yeni bir yüzyıldaki serüvenin kıyısında duruyoruz.
Kimimizin ne annesi ne de babası
Belki, yaşamını değiştirmek için bir eylemin içinde olamadı.
Bir kuşağın yaşamından acımasız, sıkıntılı yorgun bir hayat geçti.
İkinci kuşak bunu aşmayı denedi
Onlara verilmeyen yaşamı almaya çalıştılar.
Zor bir mücadeleden kala kala bir avuç insan kalabildi.
Düşündüklerini, yaratanları ya yaktılar ya da yok etmeyi denediler.
Nedense toplumun yaşama sanatına izin vermediler.
Kaynağında yaşamımızın örgütlenmesine konan engeller vardı.
Biz yine de yüzleşme senfonimize hayatımızı güzelleştirmekle başlayacağız.
Yeni yüzyılın insanı yaratan, paylaşan ve düşleyen olmaz mı?
Yarınla buluşmak için uzaklara gitmemize gerek yok!
Öncelikle, kendi bilincinize kendi bedeninize dokunun.
Ve onu başkalarına taşımayı deneyin!
Çünkü; Bütün güzelliklerin kapısı hayatınızın içine birer birer akacaktır.
Sokaklardan, evlere evlerden işyerlerine hayat notanızı yanınızda taşıyın ki hayatınız değişsin!
Nerede kötülükler yaşanıyorsa, yüzleşme ışığı orada aranıyordur.
Nerde yüzleşme senfonisinin notaları çalıyorsa insan olma gerçeği ve bütün erdemlere adım atılmıştır.
Şimdi, hayat notamızla bir kere daha yabancılaşmayı çalmamak için akorlarımızı gevşek bırakıyoruz.
Bu yüzyılın yüreği; yüzleşmeyle olanların notalarını çalacak.
Sıra Maestroda…